Talihsiz Aşıkları Konu Alan 10 Film

Editör:
Günsu Akçatepe
spot_img

İzleyici olarak aşkı konu alan filmlerin hep masalsı bir sonla bitmesini istesek de göz yaşlarımızı tutamadığımız sonlarla karşılaşabiliyoruz. Bu yazımızda size talihsiz aşıkların bulunduğu 10 film seçkisi sunuyoruz.

Mümkün olduğunca spoiler vermeden anlatmaya çalıştık, bu sayede yazımızı gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz!

1. Breathless (1960)

Senaristliğini ve yönetmenliğini Jean-Luc Godard‘ın yaptığı, Jean-Paul Belmondo ve Jean Seberg’in başrollerinde bulunduğu 1960 yapımı film, Michel Poiccard adlı serseri bir hırsızın çaldığı arabayla Paris’e giderken kendisini takip eden polisi vurup öldürmesiyle başlar ve Amerikalı gazeteci Patricia ile yollarının kesişmesini anlatır. Film boyunca şapkası, gözlüğü ve ağzından düşürmediği sigarasıyla karizmatik Michel ve aşık olduğu duru güzelliğe sahip Patricia’nın hikayesini anlatan film beklenmedik bir finale sahip.

Ayrıca Teoman‘ın popüler şarkılarından biri olan Papatya‘daki ‘Hani çok sevdiğin o filmi gördükten sonra, kısacık kestirip saçlarını içtin ilk sigaranı’ sözündeki kast edilen o film, Breathless’dir.

Bu filmi daha detaylı incelemek istiyorsanız özel olarak hazırladığımız yazımıza göz atmanızı tavsiye ederiz! soylentidergi.com/Breathless (Serseri Aşıklar): Sonuna Dek Tehlikeli Yaşamak

2. Sevmek Zamanı (1965)

1965’te usta yönetmen Metin Erksan yapımı siyah-beyaz film, aşk temasının farklı yönlerden en güzel anlatıldığı filmlerden biri olarak kabul edilir. Müşfik Kenter ve Sema Özcan’ın başrollerinde olduğu film, Halit isimli bir boyacının boyadığı evin duvarında asılı olan bir kadının resmine aşık olmasını ele alır. Resim ise o ailenin kızı olan Meral‘a aittir. Meral zengin bir ailede, rahat bir şekilde yetişmesine rağmen aslında içindeki yalnızlıkla savaşmaktadır. Halit’in kendisine aşık olması onu bu yalnızlıktan kurtarır ve aynı zamanda kendisi de Halit’e aşık olur.

Fakat filmin en özel repliği de bu ikilinin aşkını net bir şekilde ifade etmektedir :“Ben sana değil, senin resmine aşığım. Sen resmin değilsin.’’ Film, insanların aslında beğendikleri kişiyi tanımadan hayallerinde oluşturdukları ideal figüre aşık olmalarını fakat sonra o ideal figürle gerçek kişinin uyuşmamasını eşsiz bir şekilde anlatmaktadır. Bu derin anlamlara sahip filmin sonu ise izleyici gözyaşlarına bırakacak şekilde bitiyor.

Bu film ilginizi çektiyse bir başka yazımızda da takip edebilirsiniz! soylentidergi.com/Sevmek Zamanı: Aşkın Hikayesi

3. Edward Scissorhands (1990)

Fantastik ve gotik filmlerin akla gelen yönetmeni Tim Burton‘ın yapımı olan, Johnny Depp ve Winona Ryder‘ın başrollerini üstlendiği film, tasarımını tamamlayamadan ölmüş bir mucitin, elleri makas şeklinde kalan ve bu nedenle toplumdan dışlanmış Edward Scissorhands‘ın hayatını anlatır. Güzellik ürünleri satan bir pazarlamacı Peg Boggs‘ın kasabanın dışındaki Edward’ın şatosuna yolu düşer ve yalnız yaşayan Edward’ı kendi ailesinin yanına götürmek ister. Böylece de Peg Boggs’ın kızı Kim ile Edward’ın aşkı başlar. Fakat filmin sonunda izleyici bambaşka bir son bekler.

4. Titanic (1997)

11 adet Oscar ödülüne sahip milyonları etkilemiş olan Titanic, James Cameron yapımı olan Leonardo DiCaprio ve Kate Winslet‘in başrollerini paylaştığı Avrupa’dan Amerika’ya dönen bir geminin içindeki Jack ve Rose adlı iki gencin aşk hikayesini anlatır. Tarihin en büyük yolcu gemisinin sulara gömülmesi gerçeğini beyaz perdeye aktaran filmin sonunda göz yaşlarını tutmak gerçekten çok zor.

5. In the Mood For Love (2000)

Başarılı senarist ve yönetmen Wong Kar-wai ait büyük ses getirmiş filmlerden biri olan In The Mood For Love, başrollerinde Maggie Cheung ve Tony Leung Chiu Wai‘nin canlandırdığı iki aşık  Mrs. Chan ve Mr. Chow’un hikâyesidir. Her ikisinin de eşleri onları aldatmaktadır ve bu nedenle kendileri aynı sadakatsizliği göstermekten kaçmasına rağmen arkadaş olarak başladıkları ilişkileri başka bir hal alır. Birbirlerine karşı tutkulu bir aşka sahip olan bu ikilinin hikayesindeki son ise çarpıcılığının yanında bir o kadar da hüzünlü.

Bu filme daha yakından bakmak istiyorsanız sizi buraya bekliyoruz ! soylentidergi.com/In The Mood For Love – Şiir Gibi Film

6. The Lake House (2006)

2006 yapımı bu dokunaklı ve izleyenlerin gönlünü hoş tutan bir hikayeye sahip dramada Matrix üçlemesi ve Şeytanın Avukatı ile ününün tüm dünyaya yayıldığı Keanu Reeves‘e 1994’teki Speed filminden sonra ikinci defa süperstar Sandra Bullock eşlik ediyor. Mektup arkadaşlığının ruhani bir ilişkiye dönmesi ve aşıkların kendini içinde bulduğu bu posta kutusu çılgınlığı seyirciye kendini izletmeyi başarıyor.

7. Issız Adam (2008)

“…Biliyorum sevgilim, hiç kimse yok. Olmayacak. Başkalarının çocuklarını, hayatlarını, bedenlerini ödünç alacaksın geri vermek üzere. Ve hep ıssız kalacaksın.”

Ne denilebilir ki… İzleyicideki etkisinin büyüklüğü ile ilişki istemeyen, tek tabanca olmaya mahkum erkekleri günlük dilde anlatırken onlarca kelimeden tasarruf etmemizi sağlayan kült bir film. Kaçıngan bağlanmanın kanlı canlı karşılığı Alper ve Ada’nın hikayesi Türk sinemasının unutulmazları arasında.

8. One Day (2011)

Listemizdeki tek kadın yönetmen Lone Scherfig‘in dünyaca ses getiren yapıtı One Day,  finaliyle ağlatanlar listesinde başlara oynamakta. Filmin uyarlandığı çok satan romanın yazarı David Nicholls ise senaryoyu yazma görevini başkasına bırakmamış. 20 yıllık bir ilişkinin ayak izlerini takip ettiğimiz ünlü filmde Anne Hathaway‘in Cloud Atlas’tan hatırladığımız Jim Sturgess ile başrol iken yakaladığı uyum seyretmeye değer.

9. I Origins (2014)

Mike Cahill‘in yönettiği I Origins, bir  moleküler biyoloğun yaşadıkları üzerinden hayat dinamiklerinin esrarını metafizik ve bilim ile iç içe arayışını anlatıyor. Oldukça akıcı bir kurguya ve gayet güzel müzik tercihlerine sahip film, aşkı ve bağlılığı sorgulatırken kadere mi makalelere mi inanmayı tercih ettiğimizin aynı gerçekliğe maruz kalmamızı engelleyemeyeceğini savunuyor.

10. La La Land (2016)

Son yılların ismini en çok duyuran müzikali olan La La Land, renk paleti ve dans koreografilerinin yanı sıra buruk biten vurucu hikayesiyle izleyenlerin unutamadığı klasikler arasına ismini yazdırdı bile. Çıktığı ilk günden beri yarattığı beklentiyi karşılayan film, Emma Stone ve Ryan Gosling‘in unutulmaz partnerliğiyle adeta gönüllere girdi. Film, caz müziğinin farklı türlerini içeren tercihleri ile hem büyülü ve canlı bir atmosfere sahipti hem de yer yer seyirciyi melankoliyle baş başa bıraktı. Bu da şüphesiz Sebastian ile Mia eksenindeki hikayenin rüya gibi güzelliğini, hayattaki zorlukların ve anlaşmazlıkların arasında kaybedişini izlerken bizi derinden sarstı.

Bu eşsiz hikayeye daha yakından tanık olmak isterseniz sizi diğer yazımıza yönlendirelim! söylentidergi.com/La La Land: Hayalperestlerin Cesur Filmi

Talihsiz aşıkları konu alan 10 film seçkimizi inceledik. Sizin de karşılaştığınız benzer hikayelere sahip filmler varsa yorumlarda buluşalım!


Kaynakça :

spot_img
Buse Başer
Buse Başer
yazarlığa heves etmiş birisi

3 YORUM

  1. Her yazısı ilgi çekici ve çok güzel olan yazarın bu yazısına da bayıldım. Seçtiği filmleri çok beğendim anlatış tarzı ayrı bir güzel çok keyifli bir okumaydı . Diğer yazıları da sabırsızlıkla beklemekteyim .

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.