Taşra Üçlemesi: Kasaba-Mayıs Sıkıntısı-Uzak

Editör:
Berfin Sayarsoy
spot_img

Dünya sinemasında çok özgün ve yaratıcı örneklerini gördüğümüz, izlediğimiz birbirleri ile bir şekilde bağlantı kurularak bir konuyu, bir temayı belki bir hikayeyi daha derinlemesine incelemek için bazen de aralarında bir bağlantı olmadan hatta yönetmeninin bile farklı olabildiği üçlü film grupları vardır. Bu tarz seriler üçleme olarak adlandırılır. Film üçlemelerinde genellikle aynı tema işlenir, aynı karakterler kullanılır. Filmlerin tarzları, biçimleri birbiriyle bağlantılıdır. Şüphesiz üçleme deyince aklımıza gelen örneklerden başı çeken Yüzüklerin Efendisi serisi oluyor. Aynı adlı roman serisinden uyarlanan bu üç film, Orta Dünya‘da geçen büyük bir hikayeyi anlatır. Türk sinemasında da tıpkı Yüzüklerin Efendisi gibi kaliteli, seyircisini bir girdap gibi kendisine çeken örnekler görmekteyiz. Bunlardan birisi de Nuri Bilge Ceylan‘ın taşra üçlemesidir.

Nuri Bilge Ceylan

Yönetmen, senarist ve fotoğrafçı olan Nuri Bilge Ceylan, 1959’da İstanbul’da doğmuştur. Çocukluğu baba memleketi olan Çanakkale’de geçmiştir. 1969 yılında ablasının lisesi için İstanbul’a tekrar dönmek zorunda kalırlar ama yazlarını yine Çanakkale’de geçirmeye devam eder. Liseden sonra, 1976 yılında, İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümüne girer. Ancak olaylı yıllar olduğundan dersler kesintiye uğrar. 1978 yılında tekrar sınava girerek görece daha az olaylı Boğaziçi Üniversitesi‘nin Elektrik Mühendisliği bölümüne geçer. Buradaki eğitimi sırasında lisede filizlenen fotoğrafçılık merakı üniversitenin fotoğrafçılık kulübüne girmesiyle artar.

1985 yılında mezun olduktan sonra Londra ve Katmandu‘ya seyahat eder. Yurtdışındaki birkaç aylık bu seyahat sonrasında Türkiye’ye dönüp Ankara Mamak’ta askerliğini yapar. Burada geçirdiği bir buçuk yılda hayatının geri kalanında ne yapmak istediğini keşfeder:  Sinemacı olacaktır. Askerlik sonrasında bu kararına bir kanıt gibi, Mimar Sinan Üniversitesi’nde sinema eğitimi alır ve aynı sırada tanıtım fotoğrafları çekerek geçimini sağlar. 1993’te arkadaşı Mehmet Eryılmaz‘ın kısa filminde oyunculuk yapar ve çekimlerde kamera arkasında bulunarak teknik bilgisini geliştirir. Sonrasında bu kısa filmin çekildiği kamerayı satın alarak aynı yıl kendi kısa filmi olan Koza‘yı çekmeye başlar. Film 1995 Mayıs’ında Cannes‘da gösterilir ve Cannes Film Festivali’nde yarışmaya seçilen ilk Türk kısa filmi olur. Ardından 1997’de ilk uzun metrajlı filmi olan aynı zamanda da taşra üçlemesinin ilk filmi olan Kasaba’yı çeker. 1999’da Mayıs Sıkıntısı ve 2002’de de Uzak filmini çeker. Uzak, 2003 Cannes Film Festivali‘nde Büyük Jüri Ödülü‘nü alır ve daha sonra 23’ü uluslararası olmak üzere toplam 47 ödül alarak Türk sinemasının en fazla ödül kazanan filmi olur. Ceylan böylece uluslararası tanınır bir isim olur.

Nuri Bilge Ceylan’ın dördüncü uzun metrajlı filmi de İklimler‘dir. Bu filmde eşi Ebru Ceylan ile başrolleri paylaşmıştır. 2008’de Üç Maymun filmi ile 61.Cannes Film Festivali’nde yarışır ve En İyi Yönetmen Ödülü’nü alır. 2011 Cannes Film Festivali‘nde Bir Zamanlar Anadolu’da filmiyle Büyük Jüri Ödülü‘nü alır. 2014 yılında Kış Uykusu filmi ile Altın Palmiye Ödülü‘ne layık görülür. Son olarak da 2023’te Kuru Otlar Üstüne filmi vizyona çıktı. Filmin prömiyeri 2023 Cannes Film Festivali‘nde 19 Mayıs’ta ana yarışma bölümünde yapıldı. Filmin başrolü olan Merve Dizdar En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı.

Taşra Üçlemesi

Yönetmen Nuri Bilge Ceylan tarafından çekilen; Kasaba, Mayıs Sıkıntısı ve Uzak filmlerinin yer aldığı üçlemedir. Bu filmlerde Nuri Bilge Ceylan ailesini ve akrabalarını oyuncu olarak kullanmıştır. Ceylan filmlerin senaristi, görüntü yönetmeni, kurgucusu olmuş ve filmin yapım aşamasında birçok alanda bizzat kendi bulunmuştur. Üç filmin de başrolünde Mehmet Emin Toprak, Fatma Ceylan, Muzaffer Özdemir yer almaktadır. Filmlerde genel olarak taşra insanının geçim sıkıntısı, genel sorunları, günlük hayat telaşesi içinde, aslında insan olmanın ve diyalogların içerisinde insani değerlerin seyirci tarafından sorgulanmasını içeriyor.

Kasaba (1997)

Filmin yönetmeni, senaristi, yapımcısı Nuri Bilge Ceylan’dır. Başrollerde Mehmet Emin Toprak, Fatma Ceylan, Mehmet Emin Ceylan, Muzaffer Özdemir, Havva Sağlam, Cihat Bütün vardır. Film, bildiğimiz ve aşina olduğumuz tipik Anadolu kasabasında geçer. Bu kasabada yaşayan bir ailenin hayatını çocukların gözünden anlatan bir filmdir.

İlk bölüm, ailenin 11 yaşındaki kızının okuduğu bir ilkokul sınıfında geçer. Filmi izlerken Anadolu insanının sıradan görünen yaşamı içerisinde aslında derin sosyolojik imgelerle kaplı hareketli fotoğraf albümü inceliyormuşuz gibi hissederiz. İkinci bölümde kız okuldan çıkmıştır ve yanında kendisinden dört yaş küçük erkek kardeşi de vardır. Doğanın dinginliği ve hayvanların gizemleriyle yüz yüze gelmelerine neden olan bir yolculukla; kasabanın dışındaki ve ailelerinin kendilerini beklemekte olduğu mısır tarlasına kadar olan yolculukları yine bu bölümde anlatılır. Üçüncü bolümde, iki kardeş büyüklerin dünyasının doğanın dinginliğinin tam zıttı bir kutupta olduğunu keşfederler. Büyüklerin dünyası, karanlık ve karmaşa doludur. Bölümün ilerleyen kısmı içten içe her biri, bir başka ideolojiyi temsil eden büyüklerin çatışması içinde inişli çıkışlı olan bir olay örgüsüyle şekillenir. Dördüncü bölüm evde geçer. Çocukların ruhunun tüm bu olay örgüsüyle birleşip bütünleşmesi anlatılır. Çocukların ruhunun adaptesi vicdansız, acımasız, karmaşalı olan dünyadan; şefkat, merhamet, acıma, bağışlama gibi insani dürtülerle paralel şekillenen o dünyaya geçişi kimi zaman rüyalarla işlenerek tamamlanmıştır.

Mayıs Sıkıntısı (1999)

Filmi yine Nuri Bilge Ceylan yazıp yönetmiştir. Filmin başrollerinde Mehmet Emin ToprakMehmet Emin Ceylan, Fatma Ceylan Muzaffer Özdemir ve Muhammed Zımbaoğlu yer alıyor.  Film, En İyi Yönetmen ve En İyi İkinci Film kategorilerinde 1999 Altın Portakal Film Festivali‘nde ödüller kazanmıştır. Ayrıca film tamamlandıktan bir süre sonra hayatını kaybeden Mehmet Emin Ceylan da En İyi Erkek Oyuncu ödülünü almıştır.

Filmde, Muzaffer çocukluk yıllarını geçirdiği Çanakkale’de bir film çekmek ister. Bir süre oyuncu aradıktan sonra filmde annesi ve babasını oynatmaya karar verir. Fakat babasının da tarlasına devletin el koyacağı ile ilgili sorunları vardır ve buna engel olmaya çalışmak gibi başka dertleri de vardır. Filmde Muzaffer’in Ali adlı dokuz yaşında bir yeğeni vardır. Ali’nin de o yaşında hayati öneme sahip belli dertleri vardır. Cebindeki yumurtayı kırk gün kırmadan taşıyabilirse kendisine müzikli saat alınacaktır. Aynı kasabadan olan Saffet de yaşıtlarının üniversiteyi kazanıp kasabadan gitmesiyle gözünü İstanbul’a dikmiştir. Oradaki renkli, hareketli görünen yaşam onu cezbetmektedir ve Muzaffer’den yardım ister.

Uzak (2002)

Filmi yine Nuri Bilge Ceylan yazıp yönetmiştir. Başrollerde Mehmet Emin Toprak, Muzaffer Özdemir, Zuhal Gencer Erkaya vardır.

Filmde fotoğrafçı olan Mahmut‘un yapmak istedikleri, hayattaki idealleriyle yaptıkları arasında uçurum bir fark vardır. Geçimini bu yolla sağlar, evet. Fakat hayalleri henüz vücut bulmamıştır. Mahmut, İstanbul’da yaşamaktadır ve bir gün köylüsü olan Yusuf fabrikadaki işini kaybettiği gerekçesiyle ve yabancı ülkelere gitmek amacıyla İstanbul’a gelir. Mahmut’un yanında kalmaya başlar. İş arama bahanesi altında taşradan kurtulmuştur ve kasabada görmediği o dünyayı İstanbul’da bulmasıyla biraz da avare dolaşarak günlerini idame ettirir. Bir yandan da Mahmut’un tüm düzenini bozmuştur. Huzursuz olan Mahmut bir süre sonra huzursuzluğunu dile getirir.

Kaynakça

“Nuri Bilge Ceylan Movies”. Web. nuribilgeceylan

“Nuri Bilge Ceylan Bio”. Web. nuribilgeceylan

spot_img
Menekşe Gül Sağlık
Menekşe Gül Sağlık
Devrik bi' cümleyim. Anadolu Üniversitesi/ HİR

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.