Bir dönem sinemada fırtına gibi esen ve çoktan klasik filmler arasında girmiş olan Sil Baştan’ın (Eternal Sunshine of the Spotless Mind) başarılı yönetmeni Michel Gondry, tam 8 sene sonra beyaz perdeye geri dönerek hayranlarını sevindirdi. Ancak prömiyerini bu sene Cannes Film Festivali’nde yapan Çözümler Kitabı (Le Livre des solutions – The Book of Solutions) için, ‘‘iddialı bir geri dönüş’’ten ziyade, ‘‘zihnin derinliklerine naçizane bir dalış’’ demek daha doğru. Gondry’nin son filminde, Genç aktör Pierre Niney tarafından canlandırılan Marc karakteri, Gondry’nin kendi yansıması olduğuna inandığımız bir film yönetmeni rolünde.
Film anlatısını, Marc’ın “Anyone, Everyone” isimli, kariyerinin en büyük işi olacağına inandığı vizyoner filmini bitirmeye çalışması üzerine kuruyor. Film, bir türlü yapım şirketinin istediği yönde ilerlemeyince şirket projeyi durdurmaya karar veriyor. Bunun üzerine Marc, filmin tüm kopyalarını alarak, cefakar yapımcısı ve sadık kurgucusuyla birlikte teyzesi Denise’in banliyödeki evine kaçıyor ve filmini burada bitirmeye karar veriyor. Marc bir yandan bitmek tükenmek bilmeyen dahiyane fikirleri, öte yandan ise filmi bitirmek konusunda üzerinden bir türlü atamadığı atalet ile boğuşurken, etrafındakiler ona ayak uydurmaya çalışıyor. Elbette bu durum birçok komik ve eğlenceli sahneyi beraberinde getiriyor.
Bu noktada Marc karakterinin iyi yazılmış olduğunu ve Gondry’nin seyirciyi Marc’ın psikolojisi içine başarıyla soktuğunu belirtelim. Pierre Niney’nin Marc rolündeki performansı da tüm bu deliliği ve karmaşayı başarıyla geçiriyor. Marc’ın etrafında ise, bir dizi enteresan ama yeterince derinlikli kurgulanmamış karakter var demek mümkün. Blanche Gardin’in, hem kendini işine adamış, hem de işi ve işvereni tarafından son derece yıpratılmış kurgucu Charlotte rolündeki performansı son derece başarılı olsa da, bir noktadan sonra karakter, ‘‘Marc’ın tuhaflıkları kasırgası’’nın ortasında kaybolup gidiyor.
Gondry’nin özellikle Sil Baştan filminden sonra tüm sinema dünyasına ispatladığı hikaye anlatma becerisi, bu filmde yerini absürtlüğe ve özdönüşümsel motiflere tahvil etmiş gibi görünüyor. Çözümler Kitabı, bir uzun metraj filmden ziyade, Gondry’nin imzasını taşıyan acayiplikler ve eksantrikliklerle dolu bir günlük sayfası hissiyatı bırakıyor seyircide. Elbette filmin parladığı noktalar da yok değil. Örneğin Marc’ın tek nota bilmeden koca bir orkestra yönetmeye çalışması veya sürekli öksüren kurgu asistanı, filmin seyirciye kahkaha attıran sahnelerinden. Bu sahneler bildiğimiz Gondry’nin nüktedan ve yaratıcı hikaye anlatımını hatırlatıyor olsa da, filmin çoğunluğu haddinden fazla içe dönük hissettiren anlatısıyla, seyirci ile bağ kurdurmakta zorlanıyor. Gondry bu filmle bir özeleştiri yapmayı hedefliyor diye düşünmek mümkün. Nitekim Marc, hayatının bir döneminde film çekmiş herkesin bağlantı kurabileceği ve kendinden bir şeyler bulabileceği bir karakter. Ancak bir noktadan sonra Marc’ın benmerkezciliği filmin o kadar merkezi haline geliyor ki, seyirci bir sanatçının kendini yansıttığı bir filmi mi, yoksa içi çok da titizlikle doldurulmamış bir narsisizm hikayesini mi izliyor olduğunu ayırt etmekte zorlanıyor.
Marc karakterinin yönetmenin kendi yansıması olduğuna inanmak güç değil. Öncelikle filmde yaşanan olaylar Gondry’nin 2013 yapımı L’écume des jours (Günlerin Köpüğü) filmini çekerken yaşadığı olaylarla çok benzerlik gösteriyor. Gondry’nin bu film için bir orkestra yönettiği, filmin ilk sahnelerini izlemekten kaçındığı bu nedenle kronolojik olmayan bir kurgu denediği, filmin çekimleri sırasında takıntılı ruh hali için bir takım ilaçlar kullandığı ancak kurgu başladıktan sonra bunları bıraktığı ve bu nedenle sorun yaşadığı biliniyor. Bunun dışında Teyze Denise karakterinin, 2009 yılında çektiği L’épine dans le coeur (Kalbinin İçindeki Diken) isimli belgeselin de ilham kaynağı olan, kendi teyzesi Suzette’den esinlenerek yazıldığı da vaki. Hatta filmin bir kısmı Suzette’in Fransa’nın güneyindeki küçük bir köyde bulunan evinde çekiliyor. Fransız yönetmen, bu oldukça kişisel hikayeyi yazarken, kendisi ve film arasına mesafe koymak amacıyla başta senaryoyu İngilizce yazıyor ve Marc rolünü oynaması için Adam Driver’ı düşünüyor. Daha sonra projeyi Fransa’da çekmeye karar veriyor, bu şekilde kadroya Fransız oyuncular dahil oluyor. Durumun haberini yapan IndieWire yazarı Eric Kohn, Mayıs ayında yazdığı makalesine ‘‘Michel Gondry herkesi çıldırttı ve sonra da bununla ilgili bir film yaptı’’ şeklinde bir başlık atıyor.
Özetle Çözümler Kitabı filminde yer yer Gondry’nin sinematik dehasına tanık olmak mümkün olsa da, genel deneyim yönetmenin bir dönemki ayağı daha yere basan filmlerine hasret bırakıyor. Bu hissiyat aslında Gondry’nin bir yönetmen veya hikaye anlatıcısı olarak yetersizliğinden ziyade, daha keyfekeder ve yalın bir hikaye anlatmak istemiş olmasından kaynaklanıyor. Elbette bunda bir beis yok ancak bir dönemin zamanı, duyguları ve hikayeleri birleştirerek başyapıt yaratmayı başaran yönetmeni için bu film, yaratıcı sürecin zorluklarına ve sıkıntılarına tam anlamıyla dalmak namına kaçırılmış bir fırsat gibi hissettiriyor. Yine de özellikle Gondry hayranları tarafından mutlaka izlenmesi gereken Çözümler Kitabı, tüm zaaflarına rağmen, bir zamanlar alanında çığır açan bir yönetmen karakterinin, kariyerindeki dönüm noktalarında yolunu bulma çabasına dair nadir bulunan bir bakış açısı sunuyor. Beklediğimize değdi mi tartışır ancak seneler sonra beyaz perdede yeni bir Gondry filmi görmek tüm bunlara rağmen çok kıymetli. Umarız bir sonraki filmi için bir sekiz sene daha beklememiz gerekmez…
Çözümler Kitabı 20 Ekim’den itibaren sinemalarda izlenebilir.
Kaynakça:
‘‘Michel Gondry Drove Everyone Insane and Then Made a Movie About It’’. IndieWire. Web. 30.10.2023.