Söylenti Müzik ailesi olarak bugün sizler için, Amerikalı alternatif müzik grubu The Strokes’un 2020 çıkışlı son albümü The New Abnormal‘ı inceleyeceğiz.

2016’daki EP çalışmaları haricinde en son 2013’te albüm çıkaran The Strokes‘u bu kadar bekleten birçok etmen vardı. Gerek kişisel problemler gerek grup içi anlaşmazlıklardan ötürü pek bir araya gelemeyen grup üyelerini buluşturan The New Abnormal‘ı diğerlerinden farklı yapansa, yapımcısı Rick Rubin. Yapımcının diskografisinde Adele – 21, Ed Sheeran – +, Lady GaGa – Artpop gibi ikonik pop albümlerinin yanında Red Hot Chili Peppers, System Of A Down, Eminem, Kanye West gibi isimler de bulunuyor.

Dikkat çeken bir diğer detay ise albümün kapak tasarımı. Amerikan grafitti sanatçısı Jean-Michel Basquiat’ın 1981 tarihli Bird on Money isimli tablosu, caz sanatçısı Charlie Parker’a ithafen çizilmiş. Müzikten çok da bağımsız olmayan bu tablo ve Basquiat, The New Abnormal albümüyle de birlikte tekrar gündem olmuştur.
Albümdeki tüm şarkılar grubun solisti Julian Casablancas’ın kaleminden çıkmış ve diğer grup üyeleri Nick Valensi, Albert Hammond Jr., Nikolai Fraiture ve Fabrizio Moretti tarafından bestelenmiştir.
The New Abnormal‘ı ayrılık albümü, aşk albümü gibi bir kategoriye sokamasak da yeniden doğuş hatta ikinci bahar albümü olarak nitelendirebiliriz. The Strokes‘un ilk albümleri Is This It (2001) ile gelen ani şöhret ve en iyisini zaten yapmış olmalarının getirdiği stres, elbette çıkacak diğer albümlere de yansımıştı ve son albümleri Comedown Machine (2013) de dahil olmak üzere günümüze kadar gözle görülür bir düşüş yaşamışlardı.
İkinci stüdyo albümleri Room On Fire (2003), her ne kadar iyi not almış hatta şu an bile güncelliğini koruyor olsa da, çıktığı zaman beklentiyi karşılayamamış ve grupta kısa süreli moralleri bozmuştu. Üçüncü stüdyo albümleri First Impressions Of Earth(2006)‘ün de Room On Fire ile aynı kaderi paylaşmasıyla uzun bir ara veren grup, dördüncü stüdyo albümleri Angles (2011)‘ı tam 5 sene sonra çıkardılar. Tartışmalı bir albüm olmasının yanında, grubun da hala Is This It‘in önüne geçecek iş yapamamalarından bir nebze şikayet ettiklerini, albümün #2 numaralı şarkısı Under Cover of Darkness‘in şu sözlerinde görüyoruz:
I’ve been all around this town
(Ben bu şehrin yakınlarındaydım)
Everybody’s been singing the same song for ten year
(Herkes on senedir aynı şarkıyı söylüyor)
Şu an güncel olarak konserlerinde söyledikleri şarkılara bakacak olursak The New Abnormal öncesi son iki albümden neredeyse hiç şarkıya yer vermiyorlar. 2022’de yeni albümün tanıtımı için çıktıkları turu ele alacak olursak şu şekilde bir şemayla karşılaşıyoruz:

Albümden çıkan teklilere sırayla bakacak olursak müzik videosuyla birlikte çıkan At The Door (11.02.2020), Bad Desicions (18.02.2020) ve Brooklyn Bridge to The Chorus (06.04.2020) ile The Adults Are Talking (03.11.2020) olmuştur. The New Abnormal, toplamda 9 parçadan oluşmasına rağmen 11 parçadan oluşan Is This It’den yaklaşık 12 dakika daha uzundur. Şarkıların gerek girişinde gerek sonunda hatta bazen nakarat aralarında ve/veya enstrümantal aralarda kayıt esnasındaki konuşmalarına da şahitlik ediyoruz. Çoğunlukla solist Julian Casablancas‘ın baterist Fabrizio Moretti‘ye ara ara takılması bir bakıma hayranlara “Bakın artık eskisi gibi iyi anlaşıyoruz.” imajı çiziyor.
Örneğin, Why Are The Sundays So Depressing parçasının sonundaki şu sözler:
Hold on, hold on, hold
(Bekle, bekle, bekle)
The click was always in you Fab
(Tıklama her zaman senin içindeydi Fab)
It was never on
(Hiçbir zaman)
Aynı şekilde yapımcı Rick Rubin ve Julian Casablancas’ın The Adults Are Talking‘i stüdyoda kayda alırken:
Yeah boy, here we go
(Evet oğlum, işte başlıyoruz)
And a one, and a two, and a three
(Ve bir, ve iki, ve üç)
Here we go friends (Hold on, I can’t)
(İşte başlıyoruz arkadaşlar) (Bekle yapamam)
Maybe that’s a kooky situation
(Belki de bu tuhaf bir durumdur)
So let’s go back to the old key, old tempo, everything
(O zaman eski tuşlara, eski tempoya, her şeye geri dönelim)
Ve son olarak Ode to the Mets‘teki o meşhur sözler:
Cuts you some slack as he sits back
(Arkasına yaslanıp seni biraz rahat bırakır)
Sizes you up, plans his attack
(Seni ölçer, saldırısını planlar)
Da-da-da
Drums please, Fab
(Davullar lütfen, Fab)
And I got it all, I got it all
(Ve her şeyim var, her şeyim var)
Grubun geri dönüşünü açıkladığı Yeni Yıl Gecesi konserleri esnasında söyledikleri Ode to the Mets isimli şarkının “Drums please, Fab” kısmını konserde de söyleyen Julian Casablancas, o an konser alanındaki hayranları arasında dalga konusu olarak akıllara “Acaba hala aralarında bir uyumsuzluk mu var?” sorusunu getirmişti. Albümün Nisan ayında çıkmasıyla stüdyo kaydı esnasında doğaçlama gelişmiş bir an olduğunu anlamış olduk.
The Strokes‘un hayranları tarafından artık dalga konusu haline gelmiş “bir arada olmaktan hiç memnun değiller” imajını yıktıkları, arada doğaçlama yapılmış olsa da profesyonelliklerini doğallıktan uzaklaştırmadan ve artık herhangi bir kaygıya girmeden en az Is This It seviyesinde bir albüm yaptılar. The New Abnormal, grubun geleceği ve onları heveslendirip yeni işlere teşvik etmesi bakımdan da hatrı sayılır bir değere sahiptir. Pandemiden ötürü turnelerine bir sene gecikmeli başlamış olsalar dahi bu vakte kadar gerek kendi turneleri gerekse festivallerde assolist olarak boy gösteriyorlar, hayranlarıyla buluşuyorlar.
Grubun son yayınladığı çalışma ise ilk üç albümün B-side parçalarından ve A-side birkaç tekliden oluşan derlemedir. The Singles – Volume 01 adıyla çıkan derleme albümde A-sides ve B-sides’ın yanında alternatif kayıtlar da bulunuyor. Hayranlar The New Abnormal’ın B-side parçalarını ve albümdeki parçaların alternatif kayıtlarını daha sonra çıkması beklenen Volume 02‘de görmeyi umuyor.
Özetle The Strokes, The New Abnormal ile hayranlarına istediği doğallığı vermiştir. Her iki tarafı da memnun edecek geri dönütler alındı ve bir nevi grubun diskografisinde olumsuz yönde ilerleyen grafiğe ani bir zikzak çizdirecek o albüm ortaya çıkmış oldu.
Teşekkür ederiz Ezgi Hanım bu güzel yazınız için