The Outrun Film İncelemesi: Dalgaları Aşıp Eve Varmak

Editör:
Seda Çakıroğlu
spot_img

Yönetmen koltuğunda Nora Fingscheidt ve başrolünde başarılı oyuncu Saoirse Ronan’ın yer aldığı The Outrun, bu yıl açılışını Sundance Film Festivali‘nde yaptı. Film, alkol bağımlılığı tedavisi sonrasında çocukluğunu geçirdiği İskoçya’daki Orkney Adaları’na geri dönen genç bir kadının hikayesini anlatıyor. Ronan’ın muhteşem performansı sayesinde Oscar ödülleri sezonunda hakkında çokça konuşacağımızı düşündüğüm bu filme gelin hep birlikte yakından bakalım. Şimdiden herkese keyifli okumalar!

Dikkat, yazının devamı spoiler içermektedir!

Fırtınalarla Baş Başa

TMDB

The Outrun boyunca 29 yaşındaki Rona’nın (Saoirse Ronan) bağımlılıkla olan mücadelesine tanık oluyoruz. Filmin açılışındaki Rona’nın körkütük sarhoş ve çaresiz bir durumda olduğu bar sahnesi, karakterimizin yardıma ihtiyaç duyduğunu açıkça gözler önüne seriyor. Ardından film, seyirciyi karmakarışık bir zaman kurgusuyla baş başa bırakıyor. Rona’nın saçlarını rengarenk boyama arzusu olmasa hikâyenin işleyişini anlayabilir miydik bilmiyorum. Örneğin, arkadaşlarıyla keyifli vakit geçirdiği anlarda saçları masmaviyken zamanla bu renk solmaya başlıyor. Rehabilitasyon sürecinde mavi tonları biraz daha uçlarda kalırken iyileşmeye başladığını düşündüğümüz anlarda saçları sarıya dönüşüyor. Finalde ise Rona’nın iyileşmiş halini yansıtan saçları, alev renginde bir Anka kuşu gibi, küllerinden yeniden doğmuşçasına parlıyor. Bana göre filmin kurgulanış şekli, seyir zevkini çok fazla zorlaştırıyor. Tabii, bu durum kimilerinin hoşuna gidebilecek sinematik bir dil tercihi de olabilir. Zaten film sık sık bu tarz görsel anlatımlara başvuruyor.

TMDB

”Ayıkken mutlu olamam’’ cümlesini kuruyor Rona, gerçekten de tedaviden önce onun mutlu hallerini sadece partilerde dans edip içerken görüyoruz. Rona, alkol olmadan nasıl eğlenilir bilmiyor ve bu durum kontrolden çıkıyor. Erkek arkadaşından ayrılıyor ardından herkes ondan uzaklaşıyor. Özellikle duygusal bir sahnede erkek arkadaşı ona ”Artık seni tanıyamıyorum. Keşke başka biri olsaydın’’ sözlerini dile getiriyor. Fakat, Rona’nın başka biri olmasına gerek yok sadece mutluluk için başka yollar araması ve bulması gerekiyor.

İyileşme

TMDB

”Asla kolaylaşmaz sadece daha az zorlaşır”

Biyoloji mezunu olan Rona, kendini insanlardan mümkün olduğunca izole ederek doğanın iyileştirici gücüne sığınıyor. Bir araştırma grubuna katılarak “bıldırcın kılavuzu” olarak bilinen bir kuş türünü takip etmeye başlıyor. Genel olarak filmlerde anlatıcının araya girip görseller üzerinden sesli anlatım yapmasını şahsen sevsem de burada Rona’nın foklar ve kuşlar hakkında bilgiler vermesi hikâye içerisine yerleştirilememiş gibi hissettiriyor. Bu belgesel hissiyatı veren kısımlar, filmde kopmalara sebep olurken aslında istediği derinliği de yeterince veremiyor.

Rona’nın Londra’dan memleketi Orkney’e dönüşü, geçmişin izlerini canlandıran görüntülerle duygusal bir yolculuğa dönüşüyor. Orkney, sadece bir mekân olarak değil aynı zamanda bir zaman kapsülü gibi Rona’nın iç dünyasında önemli bir yer tutuyor. Yönetmen, Orkney’in sakin ve güçlü atmosferi ile bize etkileyici bir sinematografi sunarken aynı zamanda Rona’nın hayatındaki dönüm noktalarını bize gösteriyor.

TMDB

Film, Stephen Dillane’in canlandırdığı baba karakteriyle bipolar bozukluk hastalığına da gerçekçi bir şekilde değiniyor. Bu durumun hikâyeye daha fazla dramatik etki katması dışındaki işlevini sorgulasam da Rona’nın çocukluk travmalarını öğreniyor ve babasına olan derin bağlılığını anlıyoruz. Özellikle babasının pusulasına sahip çıkış şekli, babasından ne kadar güç aldığını bize gösteriyor.

Dönüşüm

TMDB

The Outrun, yalnızca bir bağımlılık hikâyesi olmanın ötesine geçiyor. Film, 20’li yaşların kaosunda kaybolmuş hisseden ve kendini bulmaya çalışan her birey için anlamlı bir parça bulunduruyor. Çünkü Rona’nın hikâyesi, yalnızca bağımlılıkla değil, aynı zamanda kimlik arayışıyla da şekilleniyor. Annesi aşırı dinine düşkün biri olduğundan dolayı onunla bağ kuramaması, arkadaş edinmekte zorlanıyor olması, iyi bir bölümden mezun olmasına rağmen işine devam edemeyişi gibi bir çok problem arasında sıkışıp kalıyor. Dolayısıyla, Rona’da herkes gibi kendisine bir çıkış kapısı arıyor.

Film, geçmişle şimdi arasında gidip gelerek karakterin hayatında şekillenen hayal kırıklıklarını ve son olarak ise umudu izleyiciye güçlü bir şekilde hissettiriyor. Rona, nihayetinde kontrolü eline almayı başarıyor. Filmin son sahnesinde duyduğu kuş sesi hem aradığı şeyi bulmuş hem de içsel bir iyileşme yaşamış olduğunun simgesi haline geliyor. Kuş belki hep oradaydı ama Rona, kafasında yankılanan sesleri bastırıp dünyaya daha farklı bir gözle bakmaya başladığında, kuşun sesini de fark etmeye başlıyor. Bu durum, onun içsel yolculuğunun tamamlandığının ve iyileştiğinin bir göstergesi haline geliyor. Böylelikle, finalde Rona’yı bulduğumuzdan farklı olarak daha sağlıklı ve huzurlu bir halde bırakıyoruz.

Sonuç olarak The Outrun, oyunculuk ve görsellik açısından tatmin edici bir deneyim sunsa da hikâyenin yüzeysel kalan motivasyonundan dolayı benim beklentilerimi karşılayan bir yapım olmadı. Yine de, son zamanların en iyi kadın oyuncularından biri olan Saoirse Ronan’ı izlemek her zaman zevkli oluyor. Onun o renkli saçlı ve mor ojeli depresif halleri bana ”Lady Bird”ü anımsattı. Ronan, orda da harika bir performans sergilemişti. Bakalım, üç kez En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ına aday gösterilen Ronan, bu sefer ödülü kazanma şansını yakalayabilecek mi?

Filmin Fragmanına Ulaşmak İsteyenler İçin:

Kaynakça:

Öne çıkan görsel: Movie Database

The Outrun, IMDB, Web

 

 

spot_img
Sudenaz Çubukçi
Sudenaz Çubukçi
but I believe in love and I know that you do too

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Geyik: Türk Mitolojisinin Derinliklerindeki Ruhsal Rehber

Türk mitolojisinde geyik, doğa ile insan arasındaki ilişkiyi simgeler. Ruhsal yolculuk, rehberlik ve dönüşüm figürü olarak geçmişten günümüze derin bir anlam taşır.

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!