The Penguin Dizi İncelemesi: Narsist ve Acımasız Bir Anti-Kahraman

Editör:
Asya Yüce, Verda Ceylan
spot_img

Sinema tarihinin gelmiş geçmiş en çok izlenen ve en çok yeniden uyarlaması çekilen, çizgi roman uyarlaması olan ikonik Batman karakteri; herkesin hayatında öyle veya böyle bir yere, bir anıya sahiptir hiç kuşkusuz. Robert Pattinson‘lu 2022 yapımı The Batman filminin ardından filmdeki yan karakterlerden biri olan Oswald Cobb‘un (Colin Farrell) ”The Penguin” adıyla dizisinin yapılması da bu seriye yeni bir boyut getiren güzel işlerden bir tanesi oldu. HBO imzası taşıyan, 2024 yılının Eylül ayında Amerika’da televizyon dizisi olarak yayına giren The Penguin; Gotham City’deki suç oranlarının yükselişini, Oswald Cobb isimli basit bir şoför olan adamın yer altı suç dünyasında iktidar kurma amacıyla hiç de basite indirgenemeyecek hamlelerini, bu uğurda ne denli acımasız olunabileceğini, iki büyük mafya ailesini birbirine düşürmesini karanlık bir atmosfer ve oldukça derinlikli karakterlerle dikkat çekici bir şekilde gözler önüne serdi.

Dizinin analizini yaparken asıl önemin karakterlerin yapılarının incelenmesine verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Birbirinden cins karakterleri gözden geçirir, Gotham City’nin karanlık yüzüne, suç ve intikamın geri dönülemez sonuçlarına ışık tutarken ”bu kadar kötü olunur mu?” sorusunu her bölümde sorduran dizimizin incelemesine geçiyorum.

Dikkat! Yazının devamı dizi hakkında spoiler içermektedir.

Dizinin Özeti

The Penguin', BluTv'de yayında
Gazete Duvar

Dizi, yer altı suç dünyasında iki büyük mafya ailesinden biri olan Falcone ailesinin başı Carmine Falcone‘un (Mark Strong) ölümünün ardından, başa geçecek olan oğul Alberto Falcone‘un (Michael Zegen) Oswald Cobb, yani Os, yani Penguen tarafından bizzat öldürülmesi ile başlıyor. Bu büyük aileler işin içinde olur da cinayet, uyuşturucu ve para konusu diziye dahil olmaz mı? Elbette olur. Alberto’nun öldürülmeden önce Os’a anlattığı, uyuşturucu sektörüne yeni bir devrim getirecek olan ”Bliss” isimli uyuşturucuyu, kendi fikriymiş gibi giderek Falcone ailesine anlatan Penguen; dizinin ilk sezonunun tamamı boyunca Alberto’yu öldürdüğünü saklamaya, bu uyuşturucuyu Falcone’lara ve diğer büyük mafya ailesi olan Maroni‘lere gerek pazarlayarak, gerek bu aileleri birbirine düşürerek ve yok ederek çıkar sağlamaya çalışıyor.

Penguen, arabasının jantlarını çalmaya çalışan çocukların arasında kaçamayan tek kişiyi Victor Aguilar‘ı (Rhenzy Feliz) önce tehdit ederek, daha sonra kendini kanıtlaması için ona fırsat vererek yanına alıyor ve bu sayede Vic, Penguen’imizin çırağı ünvanına da erişiyor. Vic karakterinin de hayatının derinlikli bir şekilde ele alınması, yaşadıklarının Vic’in gözünden seyirciye gösterilmesi, dizinin yan karakterlerinin de seyircide sempati uyandıracak şekilde işlenmesine olanak tanımış ve oldukça başarılı olmuş diyebiliriz.

Ayrıca dizide Penguen kadar tehlikeli bir diğer karakter var. O da Penguen’in iftirası sebebiyle 9 yıl Arkham akıl hastanesinde kalmış olan Sofia Falcone.

The Penguin: How Sofia Falcone Became 2024's Most Fascinating Batman Villain - IGN
IGN

Sofia Falcone (Cristin Milioti), dizide Penguen’in tehlikesini ve ağabeyini öldürenin Penguen olduğunu ilk fark eden kişi. Ancak onu ciddiye almayan aile bireyleri, Sofia’nın tehlikeli bir mafya patronuna dönüşmeye giden hikayesinde ona farkında olmadan destek oluyorlar aslında. Onu kızdırarak ve hırslanıp kendi değerini kanıtlamasına sebep olarak.

Dizinin devamında Penguen’in Vic’le birlikte Sofia’yı alt etmeye çalışmasını, Maroni’ler ile Falcone’lar arasında bir savaş başlatan Oswald’ın ikili oynamalarını, yeri geldiğinde Sofia’yı kandırarak onunla ittifak kurmasını ve en sonunda Penguen’in aslında kendi annesi dışında kimseyi sevmediğini, herkesle bir çıkar çatışması içinde olduğunu görüyoruz. Bu sevginin de sağlıklı olduğunu söylemek oldukça güç. Çünkü annesinin sevgisini bencilce üstüne almak isteyen Penguen, bu uğurda çocukken kendi kardeşlerini ölüme terk edebilecek derecede cani, kalpsiz ve saplantılı. Dizinin en önemli karakterleri, yukarıdaki kısımdan da anlaşılabileceği üzere Penguen, Vic, Sofia ve Penguen’in annesi Francis (Deirdre O’Connell).

Bu karakterlerin psikolojik incelemesi, dizinin gidişatını ve olayları anlamada bize yardımcı olacaktır.

Oswald Cobb / Penguen

Le succès de The Penguin anticipe d'autres spin-offs de The Batman - Batman Univers
Batman Univers

Penguen, tam bir anti-kahraman. Kötü, vicdansız, riyakar ve yüzünde birçok yara izine sahip olmasıyla deforme bir surata sahip, kilolu ve sağ ayağı sakat. Sakatlığından dolayı yürüyüşü bir pengueni andıran karakter, bir penguen kadar masum olmayışıyla ciddi bir tezatlık yaratıyor. Colin Farrell’ın onca plastik makyaja rağmen kullandığı mimikler, jestler ve hareketler Penguen karakterinin ruhunu o kadar iyi yansıtmış ki bu oyunculuğun diziden bağımsız olarak bir alkışı hak ettiğini düşünüyorum. Aşağıdaki fotoğraf Pengueni canlandıran oyuncu Colin Farrell. Aralarındaki farkı görmek, makyajın ve oyunculuğun gücünü hafife almamamız gerektiğini bize bir kere daha hatırlatıyor.

Anti-kahraman filmleri ve dizileri benim en sevdiğim türlerden bir tanesi. The Penguin dizisinin de bu karakterin anti-kahramanlığını vurgulama biçimi, fakir bir bölge olan Crown Point’in karanlık ve ıslak ambiyansı, yeraltındaki kötülüğü temsil eden renkleri o havayı bize oldukça iyi hissettiriyor. Kötülük yeraltından çıkıyor, yıkılmış haldeki metroya giriyor, ”underground” mahallelerde ve yıkık dökük evlerde varoluyor. Ama belki de en önemlisi, bizi bu kötücül oyunun içine sokan Penguen karakterinin sürükleyiciliği. O kadar düzenbaz ve çıkarcı ki bir sonraki hamlesini merak ediyor, belki de içten içe kaybetmesini istiyoruz. Kaybettiğini görmek istiyoruz.

Golden Globe Awards January 2023: Colin Farrell honoured with Best Performance for 'The Banshees of Inisherin'
Mid-day / Colin Farrell

Penguen, özellikle asistanı Vic ve Sofia ile yaptığı bazı konuşmalarda tüm bu olumsuz izlenimini kırıp özünde iyi bir insan canlandırmasını oldukça iyi yapabiliyor. Ancak her bölümde bu konuşmaların çıkar amacıyla yapıldığına defalarca şahit oluyoruz. Yani Penguen; özünde ve eskiden iyi olan, sonradan yaşadıklarıyla kötü özellikler edinmiş, kötü olmaya zorlanmış bir karakter değil. Penguen çocukluğundan beri kötü, hep kötü ve çıkarcı bir karaktere sahip. Para ve otoriteye olan tutkusu onun en büyük özelliği. Bir de yukarıda bahsettiğim gibi annesine olan sevgisi konusu var. Hastalıklı bir saplantıya dönüşmüş olan bu sevgi, güç hırsıyla paralel olarak düşünülebilir. Annesine daha iyi bir hayat sunmak istiyor ama annesi Francis, Sofia tarafından rehin alınmışken ve parmağı kesilmek üzereyken kardeşlerini öldürdüğü gerçeğini söylemeyi reddediyor. Burada onun aslında narsist bir karakter olduğunu da anlıyoruz. Öyle ki yaptığı şeyi kabul ve itiraf edemeyecek kadar egolu, annesinin hayatını; annesinin gözündeki değerinin yıkılmasına değişecek derecede hastalıklı.

Sofia Falcone / Hangman

Cristin Milioti on 'The Penguin,' Sofia Falcone's Arc, and What's Next in the Gotham Universe
Esquire

Sofia ilk başlarda sosyopat sakinliğine sahip, ailesi tarafından aldatılmış ve dikkate alınmayan bir karakter olarak yansıtılıyordu. Christin Milioti’yi How I Met Your Mother ve Palm Springs filmlerinde neşeli karakterleri ile izlemiş biri olarak bu denli karanlık ve acımasız bir karakterde ilk defa izleyecek olmak benim için oldukça heyecan vericiydi. Ancak oyuncunun bu rolün altından ustaca kalkması, onun çok yönlü ve oldukça başarılı bir oyuncu olduğuna dair düşüncelerimi sağlamlaştırdı diyebilirim. Diziye dönersek onu davetlerde gören seçkin tabakadan insanlar, sürekli ondan uzak duruyor ve onun dedikodusunu yapıyorlardı. Bu kısımların sebebi, dizinin ortalarındaki bölümlerde tam anlamıyla açıklığa kavuşuyor. Babasının hayat kadınlarını öldürdüğüne dair bir kanıt bulan Sofia, bunun Penguen tarafından ispiyonlanması ve çarpıtılmasıyla Arkham akıl hastanesine  gönderiliyor. Hem de babasının öldürdüğü kadınları Sofia öldürmüş gibi gösterilerek. Bu nedenle de kendisine ”Hangman” yani ”Cellat” lakabı takılıyor. Arkham akıl hastanesi; ”tedavi” yöntemleri ve korkunç işkenceleriyle ün salmış, sadece azılı suçluların gönderildiği, gidenin kolay kolay çıkamadığı bir yer. Üstelik duruşmasının yapılması gereken hapishane ve akıl hastanesi yönetimi de babasının komutlarına göre hareket eden piyonlar durumunda oldukları için Sofia, yargılamaya bile çıkmadan 9 sene akıl hastanesinde kalıyor ve babası ölene kadar burada akıl almaz işkenceler görüyor.

The Penguin' star Cristin Milioti on Sofia Falcone's Arkham-induced breakdown
Entertainment Weekly

Bu olaylar yaşanmadan önce Sophia iyi ve zeki biri. Babasının o ölünce ailenin başına geçmesini istediği, kadın hakları için etkinlikler ve kampanyalar yürüten bir karakter olan Sofia’nın babasının hedef göstermesi sebebiyle masum olduğu halde nasıl düşman ilan edildiğini görüyoruz. Akıl hastanesinden çıktıktan sonra Penguen ile olan çatışmaları ve abisinin ölümünü ortaya çıkarma çabası, kendisini Arkham hapishanesine attıran babasının imparatorluğunu yıkıp, tüm aile bireylerini bir gecede zehirleyip öldürerek annesinin soyadı olan ”Gigante” soyismiyle iktidarını ilan etmesi bu bilgiler ışığında anlam kazanıyor. Yani iyi biriyken kötü olmaya zorlanan bir karakter Sofia.

Dizinin ilerleyen bölümlerinde Penguen’e olan nefretine rağmen Penguen’in sözlerine inanması ve defalarca aldatılması da bu anlamda anlaşılabilir oluyor. Ancak güçlü ve en az Penguen kadar acımasız olabilecek bu karakterin daha çok falsoları ve zayıflıklarıyla mağlup gösterilmesinin beni izlerken rahatsız ettiğini ve bu durumu gerçek dışı bulduğumu da söylemeden geçemeyeceğim.

Victor

I Was Very Afraid': The Penguin Star Was Concerned Character's Key Trait Would Create Controversy
CBR

Victor sakin, iyi huylu ve fakir bir mahallede büyümüş ancak ahlaki değerlerini yitirmemiş bir karakter. Ailesini ilk bölümde gösterilen sel felaketinde kaybettiği için acılı ve kaybedecek fazla bir şeyi olmayan birisi. Onun en büyük şanssızlığı, dizinin ilk bölümünde Penguen ile yollarının kesişmesi oluyor. Bu yeraltı suç dünyasına girmeye uygun olmayan yapısına rağmen, fakir bir ortamda büyümüş olmasının getirisiyle kazandığı parayı kaybetmek istemiyor ve Penguen’in karanlık dünyasına uyum sağlamayı başarıyor. Penguen’e kendisine bir şans tanıması için ikna ettiği sahnede, bunu Penguen onu öldürmesin diye söylediğini biliyoruz. Daha sonra Penguen ile tartışarak bu işleri bırakmak ve gitmek istediğini söyleyerek bir yere kadar gitse de oradan geri dönüyor. Bunu kendisine şans tanıyan kişiyi hayal kırıklığına uğratmış olmanın ağırlığına veya başka bir iş yapma şansı olmamasına bağlayabiliriz.

Penguen’i birçok durumda kurtaran, işleri idare eden ve yeri geldiğinde Penguen’in annesine bakıcılık dahi yapan bir karakter Vic. Penguen’i abisi veya en iyi ihtimalle mentoru olarak görüyor. Tabi ki tecrübesiz ve toy olan bu genç, şeytanın yardımcısı olamayacağını bilmiyor. Dizinin son sahnesinde duygusal ve içten yapılan konuşmalardan sonra Penguen’in Victor’u öldürdüğünü görüyoruz. Şahsen bu kadarını beklemeyen ben ve benim gibi izleyen diğer herkes bu sahnede bir o kadar şok olmuştur. Ancak Victor’un öldürülmesi, Penguen’in acımasızlık boyutunu bize göstermesi açısından oldukça önemli aslında.

Francis

10 Biggest Questions Ahead Of The Penguin's Finale
Screen Rant

Francis, Penguen’in geçmişini bize tanıtması açısından geçmişteki Oswald ile gelecekteki Penguen arasında bir köprü görevi görüyor. Oswald’ı ve diğer iki erkek çocuğunu tek başına büyütürken bir mafya patronunun muhasebesini tutan bir anne. Aslında Oswald’ın bu işlere girmesinin en önemli sebebi o. Çünkü iki erkek çocuğu, Oswald ile sakatlığı sebebiyle dalga geçtikleri için saklambaç oynarlarken Oswald tarafından kilitlenerek ölüme terk ediliyorlar ve Francis, Oswald’ın cebindeki feneri görerek bu durumun farkına varıyor. İçten içe oğlundan nefret etse de birlikte çalıştığı mafya patronunun da akıl vermesiyle bu canavarı daha büyük bir canavara dönüştürmeye karar veriyor, onu öldürtmenin aksine. Bu nedenle Oswald’ın Penguen’e dönüşmesindeki en önemli kişi annesi Francis.

Her zaman yeterli değeri görmediğini ve hak ettiği hayatı yaşamadığını düşünen Francis, oğlunun onun kurtarıcısı olmasını istemiş sürekli. Dizide birden fazla kere Francis ile Oswald arasında geçen ”annene hak ettiği hayatı yaşatacaksın, değil mi?’‘ repliği bunun en salt örneği. Ancak son bölümlerde Francis’in aslında seneler boyu oğlundan kardeşlerini öldürdüğü için nefret ettiği gerçeğini Penguen’in yüzüne karşı haykırması bile Penguen tarafından önemsenen bir şey değil. Oswald annesine bağlı, annesi ondan nefret etse bile.

Sonuç

The Penguin 2. sezon için ilk adımlar atılıyor | DonanımHaber
Donanım Haber

Bir anti-kahramanın yaptıklarını ve başına gelenleri birçok kavşakla ve iniş çıkışlı sahnelerle anlatan The Penguin dizisi, 2024 yılında çıkmış en iyi dizi benim için. Gotham City’nin yeraltı mafyaları ve suç örgütleri, mafyatik ailelerin kaotik ilişkileri ve karakterlerin her birinin güç hırsıyla birbirlerine yaptıkları akıl dolu hamleleri izlemek birden fazla ustanın aynı anda oynadığı bir satranç maçı izlemek gibiydi. Öyle ki hiçbir karakter kazanmayı hak etmeyecek kadar kötü, her biri kazanmayı hak edecek kadar zeki ve ustaydı. Dizinin sonunun ikinci sezon müjdesi verecek şekilde açık uçlu bitmesi, finalde Gotham City semalarında gördüğümüz Batman işareti ”ikinci sezonda bir Batman görür müyüz?” sorusunu da akıllara getiriyor. Nihayetinde yeni sezon gelene kadar bu güzel diziyi daha fazla övmemiz ve sorularımızı aklımızın arşivinde saklamamız gerektiği aşikar.


Kaynakça

Kapak görseli: Deadline

spot_img
Verda Ceylan
Verda Ceylan
Herşeyi ayırmak içimden gelmiyo

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.

Kayıp Seslerden Yazının Öznelerine: Virginia Woolf’un Eserlerinde “Kadın” Teması

Woolf’un dilinde "kadın", tarihin dışına itilmiş bir sesin geri çağrılması, unutulmuş bir hakikatin dile gelmesidir.