Sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri olarak gösterilen There Will Be Blood, sermaye ve din ilişkisini, petrol arayan bir iş adamı ve bir kasabadaki kilise rahibi arasındaki güç mücadelesi üzerinden izleyiciye sunmakta. Başrolde yer alan Daniel Day-Lewis’in muhteşem performansı, There Will Be Blood’ın kült filmler arasında yer almasını sağlayan en önemli faktörlerden biri.
Filmin yönetmeni ve senaristi Paul Thomas Anderson, hikâyenin yazımında Upton Sinclair’in “Oil!” adlı romanından esinlendi. 2007’de gösterime giren film; 2 dalda Altın Küre’ye, 8 dalda Oscar’a ve 9 dalda BAFTA’ya aday gösterildi. Filmin müzikleri, ünlü rock grubu Radiohead’in gitaristi Jonny Greenwood tarafından yapıldı.
En iyi aktör Oscar’ını en çok kazanan oyuncu olan Daniel Day-Lewis’e ikinci Oscar’ını kazandıran There Will Be Blood, görüntü yönetmeni Robert Elswit’in de sinematografi dalında Oscar ödülünün sahibi olmasını sağladı.
Kan Dökülecek ifadesi, birçok kişiye çatışma sahnelerinin bolca yer aldığı bir aksiyon filmi izlenimi uyandırsa da bu yapım daha çok diyaloglar üzerinden ilerliyor. Hatta bu sebeple film, birçok izleyici tarafından heyecanın düşük olduğu gerekçesiyle eleştirilmekte.
Filmin Hikayesi
1900’lerin başlarında California’da geçen film, sonradan Daniel Plainview olduğu anlaşılacak olan hırslı bir madencinin gümüş arayışıyla başlıyor. Birkaç yıl sonra Daniel, serüvenine petrol arama çalışmaları yürüten bir şirketin sahibi olarak devam ediyor. Mücadeleci ruhuyla oldukça başarılı bir petrolcü (oilman) olan Daniel, her geçen gün işini büyütüyor.
Çalışanlarından birinin iş kazası sonucu ölmesiyle birlikte Daniel, bu çalışanının oğlunu evlatlık edinir ve bu çocuğu bir iş ortağı olarak büyütür. HW ismindeki bu çocuk ile Daniel arasındaki ilişki, filmin “aile” (veya soy) kavramını ele alışında temel unsur olarak izleyiciye sunulmaktadır. Sonraki yıllarda oldukça başarılı bir petrolcüye dönüşen Daniel ve evlatlık oğlu HW, çeşitli arazileri sahiplerinden kiralayarak ve bu arazilerdeki petrolleri çıkararak iş yapmaya başlar.
Günün birinde Paul ismindeki bir genç, ailesiyle birlikte sahibi olduğu arazinin altında petrol yatağı bulunduğu bilgisini para karşılığında Daniel’a söyler. Bu araziyi satın almak üzere yola koyulan Daniel, gittiği yerde Paul’un ailesi ile karşılaşır. Paul’un ikiz kardeşi olan Eli, sahibi oldukları arazinin değerini bilmektedir. Oldukça dindar bir genç olan Eli, Daniel ile babası arasında yapılan arazi satışına müdahale eder ve Daniel’in söylediğinin çok daha üzerinde ücret talep eder. Kasabadaki kilisenin rahibi olan Eli, bu paranın kiliseye bağışlanmasını ister.
Daha fazla para kazanma amacında olan Daniel ile kasaba halkı üzerindeki etkisini arttırmaya çalışan rahip Eli, arazinin satışı üzerinde anlaşırlar. Ancak farklı profillerdeki bu iki adamın çatışması, sonrasında enteresan olaylara yol açacaktır.
There Will Be Blood’a Dair Enteresan Detaylar
Daniel Plainview karakteri, 20. Yüzyılın başlarında gerçek bir petrolcü olan Edward L. Doheny ile benzerlik göstermekte. Her ikisi de Fond du Lac, Wisconsin‘dendi, ikisi de Geological Survey tarafından istihdam edildi ve ikisi de Kansas‘ta çalıştı. Yine ikisi de petrol işine girmeden önce madencilikte bir şeyler denedi ve her ikisi de H. B. Ailman adlı bir maden arayıcı ile çalıştı. Ayrıca filmdeki bowling salonu sahnesi, Doheny’nin oğlu için bir hediye olarak inşa ettirdiği California’daki Greystone Mansion‘da çekildi. Yine ilginç bir şekilde, Plainview’in meşhur milkshake repliği, Edward L. Doheny‘nin bir siyasiye rüşvet vermekle suçlandığı Teapot Dome Skandalı ile ilgili kongre oturumlarının tutanaklarına dayanmaktadır.
There Will Be Blood’a dair ilginç bir detay da yapım süreciyle ilgili. Filmin çekimleri Texas’ta gerçekleştirilirken bu bölgede aynı dönemde No Country for Old Men çekimleri de yapılıyordu. There Will Be Blood’da yer alan patlama sahnesinin çekimleri sırasında yükselen duman, No Country for Old Men filminin çekimlerinin bir süre duraklamasına sebep olmuş.
Son Olarak
There Will Be Blood’ın Amerikan kapitalizminin prototipini sunduğunu söylemek mümkün. Amerika’yı Amerika yapan değerlerin temelindeki “bireysel çaba”, Daniel’ın hikayesi üzerinden okunabilir. Ayrıca film, günümüzün ticaretine ve iş dünyasına yön veren petrol sektörünün başlangıcına ilişkin çıkarımlar yapma imkânını da izleyicilere sunuyor.
Başta Daniel Day-Lewis olmak üzere oyuncuların etkileyici performansları, kült sahnelerin ve hafızalarda yer edinecek repliklerin doğumuna sebep olmuş. Daniel’ın kilisede suçunu itiraf ettiği bölümdeki “I abandoned my child!” ve final sahnesindeki “I drink your milkshake!”, birçok izleyicinin hafızasına kazınmış efsane replikler arasında yer almakta.
Büyük bir emeğin sonucu olarak oluşturulan There Will Be Blood filminde her detay ince ince işlenmiş. İçerdiği metaforik ögelerle kapitalizm ve sermaye ilişkisine ışık tutan bu efsane yapım, Netflix üzerinden izlenebilir.