Titanik’in Arkasındaki Gerçek Hikâye

spot_img

Hepimiz Titanik’i biliyoruz bilmesine ama çoğumuz onu birçok yönden bizleri büyülemeyi başarmış 1997 yapımı Titanik filmi sayesinde biliyoruz. Peki ama Titanik gerçekten sadece romantik bir aşk hikâyesiden mi ibaret? Elbette değil, çok daha fazlası… Mühendislik, yönetim sorunları, tasarım hataları, malzeme seçimi, iletişim eksikleri, hırs, kötü talih ve çoğu önlenebilir hata ile birlikte batmaz denilen o koca gemi, daha ilk seferinde batarak yüzlerce kişiye mezar olmuştur.

Titanik içinde bulunduğu dönemin en büyük yolcu kapasiteli üç gemisinden biriydi. Bu klasmandaki gemiler; Titanic, Britannic ve klasmana adını veren Olympic‘ti. Bu üç gemiden yalnızca Olympic batmadı.

Titanik Gemisi

Titanik gemisi Kaynak wikimediaorg

Titanik, İrlanda tersanelerinde üretilen ve o zamana kadar görülmemiş ölçütlere sahip bir gemiydi. Üretici firma aslında bu gemiyi RMS Mauretania gibi gemilerle rekabet için üretmişti. Geminin dizaynı Alexander Carlisle tarafından yapılmıştı. Geminin mühendisi ise Thomas Andrews‘tu.

Titanik, 269.1 m uzunluğuna, 28.2 m genişliğe, 46.328 gros ton ağırlığa sahipti. Üç adet dev pervane ile 29 adet kömür kazanına sahipti. Gemi 3.547 yolcu ve mürettebat taşıyabiliyordu. Bu ölçütler o zamana kadar hiç görülmemişti.

Titanik’in batmaz özelliğini almasındaki en önemli etken, kompartımanlar arasındaki su geçirmez levhalardı. Herhangi bir su alımında bu levhalar kapatılarak su geçişi önlenecekti. 110 yıl önce 15 Nisan 1912‘de saat 23.40‘ta bu ünlü “batmaz” okyanus gemisi Titanik bir buz dağına çarptı.

Titanik kurtarma botu, 15 Nisan 1912. Kaynak: wikimedia.org

Dev yolcu gemisi Titanik, buz dağına çarptıktan 2 saat 40 dakika sonra Kuzey Atlantik’in soğuk sularına gömülmüştü. Gemideki 2.209 kişiden 1.497’si hayatını kaybetti. Sadece 712 kişi sağ kurtarıldı. Bazı cesetlere ulaşıldı. Bir kısmının kimlikleri zor da olsa belirlendi ama pek çok cesede ulaşılamadı. O saatten sonra Titanik, âdeta dev bir mezarlığa dönüşmüştü.

Titanik’in Batmasının Nedenleri

Hakkında bir sürü mit oluşturulan sayısız nedenlerle battı denilen Titanik gerçekten sadece buz dağına çarptığı için mi okyanusa gömülmüştü? Elbette hayır. Titanik’in batışı hakkında sayısız iddia bulunmaktadır.

Titanik’in Tasarımından Kaynaklanan Hatalar

Titanik’i yaptıran şirket olan White Star Line’ın yöneticisi J.Bruce Ismay, geminin baş tasarımcısı Alexander Carlisle’ten gemideki merdivenlerin olabildiğince görkemli olmasını istedi ve gemi yapısı son sınırına getirilerek ara katlar merdivenler için kaldırıldı. Tasarımsal nedenler yüzünden yapılan kompartmanlar su yüksekliğinden sadece 3 metre yukarıda kalacak şekillerde yapıldı. Suyu hapsedecek olan bu duvarlar temel işlevinden yoksun kalıp suyu hapsedemedi. Bu hata nedeniyle gemi olması gerekenden çok daha hızlı şekilde su almaya başladı.

Diğer bir tasarım hatası ise filikalardı. 64 can kurtarma filikası taşıyabilecek büyüklüğe sahip bu filikalar, tam dolu olduklarında 65-70 arası kişiyi kurtarabilirdi. Genellikle bu kadar dolu kullanılmasa da gerektiğinde bunlarla 4.500 kişi dahi kurtarılabilirdi. Titanik’in yolcu sayısı ise mürettebatla birlikte 2.228 kişiydi. Görüldüğü üzere ise bu sayı aslında çok daha fazlasıydı; ancak Bruce Ismay, filikaların görüntü kirliliği oluşturacağını düşündüğü için bu sayıyı 16 flikaya indirdi. Bu yüzden filika kapasitesi yalnızca 1178 kişiye düştü.

1911’de Titanik’in inşaatı sırasında çekilen bir fotoğraf. Kaynak: wikimedia.org

Üçüncü hata ise gemi inşaatı sırasında oluştu. 1912’li yıllar, gemi inşaasında çelik kullanımının henüz yeni başladığı yıllardı. Ondan önce gemi tasarımlarında parçalanması çeliğe nazaran daha kolay olan demir kullanılıyordu. Çelik ne kadar güçlü olsa da gemi için kullanılması zor bir maddeydi. Bu da plakaları birbirine bağlayan perçinler için olumsuz bir nedendi; çünkü dönemin perçin makineleri çelikler için değil, demirleri birbirine bağlamak için kullanılıyordu. Yeni yapılmaya başlanan çelik perçin makineleri ise büyüktü. Titanik’in ön tarafında çelik perçin makinelerinin büyüklüğünden kaynaklı olarak demirden yapılan perçinler vardı. Demir perçinler, 5 milimetrelik kayma altında bile parçalanıyordu. Bu durum, buz dağının çarpmasıyla bir felakete neden oldu.

Titanik’in İletişimi

Titanik’in kaptanı Edward Smith. Kaynak: wikimedia.org

Titanik yalnızca boyut bakımından değil, o dönemin iletişim araçları bakımında da çağının en iyisiydi. Döneminin en son teknoloji kablosuz iletişim araçlarına sahipti (iletişim menzili 650 kilometre). Bu teknoloji, aynı güzergâhı kullanan gemiler için çok önemliydi çünkü birbirlerine gördükleri tehlikeleri bu sayede haber verebiliyorlardı. Buz dağları bu tehlikelerden biriydi. Buz dağları ilk kez Atlas Oknyanusu’nda bulumamıştı. Durumu bilen tecrübeli Kaptan Smith gemi rotasını uzatarak 48. güney enlemine kolay kolay geçmeyen buz dağlarının daha da güneyinde kalarak güvenli bir rota çizmişti fakat buz dağları okyanustaydı.

Titanik yola çıktığında 6 farklı gemiden buz dağı uyarısı almıştı. Gemideki temel iletişim ise yalnızca gemilerden haber almak üzerine değil, Titanik yolcuları ve karadaki akrabaların mesajlarını iletmek için de kullanılıyordu. En büyük neden ise yolcular ve aileleri arasındaki iletişimin gemiler arası iletişimden daha çok kazanç sağladığı gerçeğiydi.

O gece SS Californian, adlı gemi Titanik’e buz dağları yüzünden hareket etmeyeceğini ve geceyi okyanusta hareketsiz şekilde geçireceğini belirten bir mesaj gönderdi ancak gemideki tek iletişim görevlisi J. Phillips bir yandan yolcuların mesajları arasında boğulurken böylesine önemli mesajla vakit kaybetmek istemeyerek SS Californian’a şu mesajı gönderdi:

Kapa çeneni, kapa çeneni! Meşgulüm, Cape Race çalışıyorum!

SS Californian’ın iletişim görevlisi, Phillips’in bu kaba tavrından rahatsız olarak sinyallerini kapattı. Bu basit hata Titanik için ölümcül olacaktı; çünkü SS Californian, Titanik batarken ona en yakın olan gemiydi…

Titanik’in Hızı

Titanik, o gece saate 41 kilometre hızla gidiyordu yani maksimum hızından yalnızca 3.7 km az bir hızla. Bu hızın açıklanabilir sebebini, Ohio Eyalet Üniversitesinden mühendis Robert Essenhigh Titanik’in içindeki yangın olarak nitelendirdi. Titanik’in bu hızı o kadar da çok değildi ve dönemin gemicilik normları içinde kabul edilir bir hızdı.

Dev Buz Dağı

Titanik’in çarptığı düşünülen buz dağı 15 Nisan 1912 yılının sabahında bu şekilde fotoğraflanmış. Buz dağının üzerinde siyah görünen alan, tanıklar tarafından “kırmızı boya lekesi” olarak tanımlanmış. Kaynak: wikimedia.org

Titanik’in çarptığı buz dağının, aynı yıl içinde oluşan yüzlerce tonluk diğer buz dağlarından farklı hiçbir yanı yok. Oluşan buz dağları genel olarak okyanus akıntıları nedeniyle önce kuzeye doğru Kanada ve Grönland arasındaki Baffin Körfez’i doğrultusunda ilerleyerek ardından batıya, daha sonra da güneye inerek Atlas Okyanusu’na doğru ilerliyorlar. Buzd ağları genelde körfez kısımlarda kalıp Atlas Okyanusu’nu geçemiyor.

Titanik’in ilk yolculuğunda sıra dışı bir olay yaşandı. 1912 yılında onlarca buz dağı kuzey enleminin güneyine inmeyi başardı. Bu olay yaşanmasa bizler belki de Titanik’in adını dahi bilmeyecektik. Titanik’in çarptığı buz dağı tam bir buçuk yıldır okyanustaydı.

Buz dağı fark edildiğinde telefona sarılan mürettebat, o meşhur üç kelimeyi söyledi:

“Buz dağı! Tam karşıda!”

Titanik’in batışını resmeden bir çizim. Kaynak: thoughtco.com

Bu mesaj ikinci kaptana ulaştı. Saniyeler içinde alarmlar çalındı, motorlar durduruldu ve yön tam tersine çevrildi ama verilen yanlış kararlardan biri buydu çünkü geminin durması için 800 metrelik bir mesafeye ihtiyacı vardı. Oysaki gemi, buz dağından 274 metre uzaklıktaydı. Dönüşse yeterince hızlı değildi ve artık çok geçti. Titanik, buz dağına çapraz bir şekilde çarptı. Buz dağının altında kalan çıkıntılar demir perçinleri yerinden söküp attı. Gemi başta çevrilmese ve pruva tarafından çarpsaydı muhtemelen çok büyük hasar alırdı ama yine de batmazdı çünkü temel mimaride gemilerin çarpma olasılıkları pruva tarafını baz alır. Pruva enerjinin çoğunu soğurarak sönümler. Bu sayede yan plakalar açılmadan sadece ön taraf su alırdı. Bu durumu önlemek çok daha kolay.

Joseph Bruce Ismay Kaynak wikimediaorg

Titanik saniyede 7 ton su almaya başladı. Gemi âdeta bir can pazarına döndü. Orkestra gerçekten çaldı, yüzlerce kişi suya atladı ve donarak öldü. Birçok kişi ise mesaj göndermeye çalıştı. Bir süre sonra geminin ikiye bölünmesiyle yüzlerce kişi boğularak yaşamını yitirdi. SS Californian, yaşanan kabalık sonucunda telsizini kapatmıştı. Bu nedenle Titanik’e ulaşan ilk gemi Carpathia‘ydı ancak o da gemi battıktan 90 dakika sonra Titanik’e ulaşabilmişti. Ismay ise kendi emriyle azalttığı filikalardan birine erkek olmasına rağmen binebilmişti.

Titanik’ten sağ kurtulanların anılarını dinleyebileceğiniz BBC arşivine buradan ulaşabilirsiniz: https://www.bbc.co.uk/archive/survivors-of-the-titanic/z4t28xs 


Kaynakça

Pruitt, Sarah. “Why Did the Titanic Sink?” History, 12 Nisan 2018, https://www.history.com/news/why-did-the-titanic-sink. 15 Temmuz 2022 tarihinde erişildi.

“Titanic Disaster: New Theory Fingers Coal Fire”. ScienceDaily, 11 Kasım 2004, https://www.sciencedaily.com/releases/2004/11/041108020906.htm. 15 Temmuz 2022 tarihinde erişildi.

Danigelis, Alyssa. “Wireless could have saved lives on Titanic”. NBC, 11 Nisan 2012, https://www.nbcnews.com/id/wbna47018360. 15 Temmuz 2022 tarihinde erişildi.

“Titanik Gemisi ve Sırları”. Gizli İlimler, https://www.gizliilimler.org/Titanik-Gemisi-ve-Sirlari.htm. 15 Temmuz 2022 tarihinde erişildi.

Morelle, Rebecca. “Titanik enkazının bir kısmı okyanusun 3,8 km derinliğinde yok oluyor”. BBC, 21 Ağustos 2019, https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-49427204. 15 Temmuz 2022 tarihinde erişildi.

“Titanic’i batıran ‘buzdağı değil, büyük bir yangındı”. BBC, 2 Ocak 2017, https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-38487194. 15 Temmuz 2022 tarihinde erişildi.

“SS Kaliforniyalı”. Stringfixer, https://stringfixer.com/tr/SS_Californian. 15 Temmuz 2022 tarihinde erişildi.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.