Turgut Uyar: Bütün Mümkünlerin Kıyısında 96 Yıl

Editör:
Gaye Nur Karabay
spot_img

bütün mümkünlerin kıyısında…

58 yıllık hayatı boyunca Türk Edebiyatı’na yaptığı katkılarla günümüze kadar ulaşan ve güncelliğini koruyan Turgut Uyar, asla eskimemiş ve dilimizden düşmeyen bir şair olarak yerini almıştır.

Bizler de Söylenti Dergi Edebiyat Ekibi olarak asla eskimeyen ve eskimeyecek olan Turgut Uyar’ı ölümünün 38. yılında bize bıraktıklarıyla anıyoruz.

insan sevdikçe iyileşiyor artık anladım…

Aşk İçin

Turgut Uyar'ın Hayatı ve Eserleri

Kendi iç dünyasını şiirlerine, oradan da okura yansıtan şair Turgut Uyar, aşkı farklı yönleriyle ele alarak okurun ruh haline hitap eden bir şairdir diyebiliriz aslında. “Aşk İçin” şiiri de bunlardan birisi.

aşk için söylediğim her şeyi bir daha söylerim
sakin mutsuz ya da yırtıcı
herkesin ağzındaki o sonsuz acı
belki de bundandır

Turgut Uyar, aşkı sadece romantik ve olumlu bir duygu olarak işlemekten ziyade, insanın iç dünyasında yer alan karmaşık ve çelişkili bir deneyim olarak işler. Bu dizelerde de gördüğümüz üzere aşkın acılı yanına dikkat çeker. Hatta bunu daha önce de belirttiğini ve hala aynı fikirde olduğunu da belirtir.

nasıl ayrı yaşarım inandığım şeylerden

Bu cümlesiyle de içindeki çatışmaya şahit olmamızı sağlıyor. Uyar’ın içsel çatışmasını ve inançlarıyla çevresel beklentiler veya gerçekler arasındaki çelişkiyi ifade eden bu dize, toplum ve kendisi arasındaki zorlu dengeyi gözler önüne seriyor. Bu dize, genel olarak Turgut Uyar’ın kimliğini, inançlarını ve değerlerini nasıl koruyabileceği konusunda bir düşünce sürecini yansıtıyor diyebiliriz.

aşk isterimi aşk olsun isterim
yaşamın sonu, ölümün başlangıcı
kıyılarda yürürüm, sindiririm kıyıları

Ancak tüm bu çelişkiler, çatışmalar, acılar içinde de vazgeçemez o yüce duygudan. Israrla ister aşkı. Yaşamın sonu da olsa, ölümün başlangıcı olarak kucaklar bu duyguyu dizelerinde.

Sonnet

Yalnızlık sade şurda burda değil,
Düşüncede, hatırada ve dilekte
Hangi taşı kaldırsan, nerde “of!” çeksen,
Bir dudağı yerde, bir dudağı gökte…

Dizelerdeki her kelimeden dökülen yalnızlık teması, derinliklerimizdeki korkulu rüyamızla resmen çarpışıyor. Nereye gidersek gidelim, ne tarafa dönersek dönelim durduramadığımız düşüncelerin zihnimizden geçen her bir noktasından görünmez iple bağlı olduğu yalnızlık, peşimizi bırakmayan hüzünlü bir gerçeklik. Dörtlüğün ilk iki dizesinde de buna değinen Turgut Uyar, yalnızlığın belirgin bir yerde değil de her an ve her her yerde olduğunu dile getiriyor. Nereye odaklandığımızın, nerede duraksadığımızın hiçbir önem arz etmediği bu durumda yalnızlık, hemen bizi sarıp sarmalayıp yutacak gibi. Dörtlüğün son dizesinde, masallarda kötü ve çirkin karakterler için kullanılan tabire yer veren Uyar, yalnızlığın insandaki etkisini çarpıcı bir şekilde ifade ediyor. İnsanın içindeki en ufak karamsarlık kırıntısını ansızın devleştiren yalnızlık, içinden çıkılmaz bir durumun eşiğine getiriyor.

Uzak Kaderler İçin

Asır yirminci asırdır, amenna
Bir yanımda sevgilerim, bir yanımda sancım
Neon lambaları büsbütün karartır gecemizi
Uzaklar daha uzaklaşır
Bir define çıkarır gibi kayalardan, Ademden beri
Sımsıcak sevgilere muhtacım.

Yirminci asır savaşlarla, yaşanılan olaylarla çoğu şeyi değiştirir. Bu değişim, bireyin iç huzurunun bozulmasına da sebep olur bu yüzden Turgut Uyar, ilk dizeyle bu asra karşı olan umutsuzluğunu dile getirmeye başlar. İlk dizenin ardından ise bireyin bu umutsuz havanın içinde bir ikilemde kaldığını görürüz. Bir yanı sevgiyle dolarken bir yanı da değişimin verdiği sancı ile dolar. Şair, bu asrı bir yandan kabul ederken bir yandan da karşı gelir. Bu durum da yaşadığı bir diğer ikilemdir.

Uyar’ın içinde barındırdığı, beslediği bütün huzursuzlukları tüm insanların da yaşadığını gösterme çabası vardır. Gelişen dünyanın yanında aslında çoğu içten, samimi duyguların sonlandığını vurgular. İnsanların eşyayla bağ kurduğunu ve bu bağın onları gittikçe yalnızlaştırdığını, uzak olanın daha da uzaklaştığını dile getirir. Tümüyle karamsarlığın hakim olduğu bu dizelerin sonunda ise şair, aslında eksikliğini hissettiği şeyin sıcak bir sevgi olduğunu söyler. İç huzurunu bozan onu karamsarlığa sürükleyen şey muhtaç olduğu sevgidir.

Turnam, Bir Gün Bırakmıyacağım…

Hiçbir zaman dertsiz kalmadı gönlüm.
Bir çift gözden, bir yapraktan, bir kuştan.
Daima daha taze, daima yeni baştan
Turnam bir gün bırakmıyacağım peşini,
Sen nereye, ben oraya, adım adım
İnsan sevdikçe iyileşiyor artık anladım…

Uyar, dünyaya karşı hassastır. İkinci dizeleriyle yapraktan, bir kuştan ve gözlerden etkilendiğini vurgulamaktadır. Göz, bir varlığın ruhunun yansımasıdır. Uyar, bu yansımadan etkilenmektedir; dert yanmaktadır. Gözden dert yandığı gibi bir yaprak ve bir kuştan da dert yanmaktadır. Kuşun özgürlüğü muhtemelen onda kaçma arzusunu tetiklemiştir. Üçüncü dizelerle beraber de yüreğindeki derdin daima kendini tazelediğini anlatır. Bir nevi Prometheus gibidir. Acısı daima belirli uyaranlar karşısında tetiklenmektedir.

Son üç dizeyle peşinde olduğu, hasretini çektiği birini anlatmaktadır. Onu adım adım takip edeceğinden bahsetmektedir. Son dizeyle beraber de insanın, aslında kendisinin, bir şeyi sevdikçe iyileştiğinden bahsetmektedir. Muhtemelen kovaladığı özneye aşık ve bu hoş duygu ile kendinin iyileştiğini söylüyor.


“Ağustos yirmi iki dediler ‘Ustan ölmüş’, 
Çok komiksin Azrail, Turgut Uyar ölür mü?”

spot_img
Gaye Nur Karabay
Gaye Nur Karabay
"yaşadım" diyebilmen için

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.