Türk Edebiyatında En Sevilen Yazarların İlk Kitapları – 1

Editör:
Gaye Nur Karabay
spot_img

Kimisi ilk kitabıyla ününe kavuşurken kimisi de büyük çabaları sonucu belki de ölümüne yakın bir zamanda ününe kavuşur. Edebiyatımızın en sevilen isimlerinin, daha önce duyduğunuz ya da ilk defa duyacağınız “ilklerine” yakından bakalım.

1. Sabahattin Ali – Kuyucaklı Yusuf (1937)

İLK BASKI] Kuyucaklı Yusuf. Roman – Euphemia Sahaf

İlk önce Tan gazetesinde, 1936 yılında dizi seri olarak yayımlanan eser, 1937 yılında kitap haline getirilip yayımlanmıştır. Kitap, Türk edebiyatımızda kaleme alınan ilk kasaba romanıdır. Türk romancılığında devlet ve kasaba hayatı arasındaki savaşı anlatan ve köylünün ezilmişliğini, yaşadığı dramı anlatan ilk eserdir. Eser, sosyalist toplumu destekleyen içeriğe sahip olmasından dolayı uzun bir süre, devlet tarafından okunması yasaklanan romanlar kategorisindeydi.

Eserinde aşk temasını da kullanan Sabahattin Ali, asıl olarak, varlıklı insanların yoksul insanları ezdiğini konu edinmiştir.

Baş karakter Yusuf, anne ve babası öldürüldükten sonra olay yerine gelen kaymakam tarafından evlatlık alınır. Bir gün kaymakamın kızı için kavga eden Yusuf, karşıdaki kişiyi dövünce bunun intikamını almak isteyen kişi ise, kaymakamı kumar masasında borçlandırır ve karşılığında kızıyla evlenmek ister. Buna katlanamayan Yusuf, kaymakamın kızını kaçırır ve evlenirler. Daha sonra kaymakamın ölmesiyle olaylar çok ters bir yöne doğru evrilir.

2. Rıfat Ilgaz – Yarenlik (1943)

Rıfat Ilgaz'ın İlk Şiir Kitabı: Yarenlik, İkinci Baskı, Kitap hakkında yazılmış tenkitlerle, 1946, 64 sayfa, 14x21 cm Teklif Ver Al | PHEBUS Müzayede

Halkın ve kendisinin çektiği çilelere sessiz kalamayan Rıfat Ilgaz, bu çileleri yazıya dökme ihtiyacı ile ilk şiir kitabı olan Yarenlik‘i çıkarmıştır. Kitapta kendisi ve etrafındaki insanların hayatlarından kesitler sunar. Üç kuruş için geçim derdi yaşayan, dünyayla mücadelesi bitmeyen ve kavgası olan insanları anlatır. Yani sizin derdinizi, bizim derdimizi…

Toplumsal gerçekler ve bu gerçekler arasında sıkışıp kalan insanların durumlarını çok sade ve içten bir şekilde yazmıştır. Şiir kitabında, özel hayatında yaşadığı zorlukları da anlatan yazar, babasının ekonominin zor olduğu koşullarda hunharca çalışıp didinmesini, sanatoryumda yattığı yılların zor şartlarını da okurlarıyla paylaşmıştır.

Alişim

Kasnağından fırlayan kayışa
kaptırdın mı kolunu Alişim!

Gidenler gitti Alişim,
Boş kaldı ceketin sağ kolu…

Varsın duvarda asılı kalsın bağlaman
beklesin mızrabını.

Baba

Küçük işler peşinde harcadın
altmış üç yılını
mum sattın, kürek çektin
kul oldun sonunda bir kapıya

3. Kemal Tahir – Sağırdere (1955)

 

Sağırdere / Bütün Yapıtları 13 - Kemal Tahir Kitabı ve Fiyatı

Eser Çorum, Çankırı yöresinin yerel diliyle yazılmıştır. Köy yaşamı ve köylünün kent ile tanışması çerçevesinde şekillenen roman, Kemal Tahir‘in ilk romanıdır.

Eserde, 15-16 yaşlarındaki gencin, sevdiği kız ile kavuşamadıkları için Ankara’ya taşınıp orada verdiği yaşam mücadelesi anlatılır. Eser iki bölümden oluşur; birincisi düğün, ikincisi gurbet. Birinci bölümde yazarın karakterinin köyündeki başarısız hayatı ve yaşama tutunma savaşı anlatılırken, ikinci bölümde gurbette olan, başarılı fakat bir o kadar da şaşkın ve çekingen bir yaşantıya sahip olan karakteri gözler önüne serer. Önce acılara sürükler kahramanını, daha sonra bütün bu acılarla başa çıkmayı gösterir. Cesurca savaşan, pes etmeyen, her şeyi alın teri ile kazanan biri olarak karşımıza çıkartır. Baş kahramanın yaşadığı haksızlıklar, dünyadaki yeri ile kavgası, gelecek kaygısı, büyük şehrin acımasızlığı ustaca anlatılır. Kemal Tahir, köy ile kent arasındaki uçurumu, toplumlar arasındaki düzenin farklılığını en iyi anlatan yazarlarımızın başında gelmektedir.

4. Halide Edip Adıvar – Heyula (1909)

Heyula Halide Edib Adıvar | Can Yayınları

Heyula, sözcük anlamı gereği korkutucu hayal anlamı taşımaktadır. Kitap, baş kahramanın histerisini konu edinir. Hipnotize edilen baş kahramanın fazla suskunluğu ve değişik tavırlar sergilemesi sonucu eve sık sık gelen misafirle, aralarında geçen olaylar anlatılır. Hipnoz ile esir edilmesinin sonucunda yaşadığı travmalar, kahramanın hayatını geri dönülmez yollara itmektedir. Bir başka karakterin ise isteklerine sahip olması ve olamaması durumunu etkileyici bir şekilde anlatır yazar. Eser, oldukça ağır bir dille kaleme alınmıştır. Cümleyi okurken, cümleden yola çıkıp kelimeleri anlamlandırma işlemini gerçekleştirmek mümkün değildir. Kitabın arkasındaki sözlük ile pek çok mesai harcamak gerekir.

5. Peyami Safa – Sözde Kızlar (1923)

Peyami Safa. Sözde Kızlar - PDF Free Download

Eser, mütareke döneminde, çevredekilerin pis yaşamlarını, ahlaki çöküşü ve toplumun yaşadığı bunalımı konu edinir. Baş kahramanımız, o dönemlerde kaybolan babasını bulmak için kente gelir ve o andan itibaren yazar okuru, kahramanın başından geçenlere tanık eder. Eserde, kaldığı köşkte kendini yalnız hisseden kahraman, etrafındaki ahlaksızlıklara, genç kızların çöküntü dolu dramlarına, ülkenin çıkmazlığına karşı verdiği mücadele anlatılır. Eserlerinde büyük çoğunlukla yanlış Batılılaşma davranışlarına dikkat çeken Peyami Safa, eserin sonunda karakterlerine doğru yolu buldurur.

“…Siz benden değilsiniz, Türk ve Müslüman cemiyetinden değilsiniz, bu memlekete, izini belli etmeyen kör yılanlar gibi sokulmuşsunuz…”

6. Oğuz Atay – Tutunamayanlar (1972)

Müzayede Arşivi

Tutunamayanlar, edebiyatımızda çığır açan başyapıt niteliğinde bir romandır. Bilinç akışı tekniği yazar tarafından ustaca kullanılmıştır. Kitap bir olay üzerinden değil de, insanların duyguları, davranışları, bunların yarattığı çağrışımlar, izlenimler ve ruhsal çözümlemelerden meydana gelir. Romanda, tutunacak bir dalı olmayan, zihnindeki seslerle savaş veren yalnız insanlar ele alınır. Selim Işık etrafında şekillenen romandaki karakterler, Selim Işık’ın arkadaşlarıdır ve hepsi onun ayrı bir yüzünü okuyucuya aktarır. Toplumsal değerlere ayak uyduramayan Selim Işık’ın intiharının ardından, arkadaşı Turgut Özben, intiharı sorgulamak için Selim Işık’ın arkadaşlarıyla tek tek görüşür ve durumun gerçek yüzünü kavrar. Bu toplumun içinde tutunamayan olduğunu ve artık bu toplumsal değerlerden kaçtığını öğrenir. Arkadaşının gerçekleri ile kendi gerçeklerini karşılaştıran Turgut Özben, aslında kendisinin de bir tutunamayan olduğunu fark eder ve trene binip şehri terk eder.

Romanda başlıca duygu yalnızlıktır; insanın toplum içindeki yalnızlığı, kendini bir yere ait hissedememesi, yalnızlığın verdiği acıya kendini mecbur bırakan insan topluluğu…

7. Ahmet Ümit – Çıplak Ayaklıydı Gece (1992)

Çıplak Ayaklıydı Gece - Kitap Pastası

Polisiye romanların baş yazarı Ahmet Ümit‘in öykülerden oluşan kitabıdır. Yazar, Gaziantep ve İstanbul olmak üzere iki farklı şehrin insanlarını ve yaşadıklarını okurla paylaşır. Gaziantep çocukluğunun geçtiği yerdir. Okurlarını, çocukluğundaki siyasi olaylara yakından tanık tutar. 12 Eylül darbesinde direniş gösteren insanların gerçek hayatlarından kesitleri, çarpıcı bir şekilde okuyucuya aktarır. Yazar, gençlerin verdikleri savaşı, kendi deneyimleriyle de anlatır. Zor günlerden geçen genç kuşağın, her şeye rağmen ayakta kalma mücadelesini, sert ve acımasız ülke gündeminin kökten değişmesi inancı gibi durumları içten bir şekilde kaleme almaktadır. Sağ – sol tartışmalarındaki tarafını belli ederken, olaylara karşı umutsuz gibi görünse de aslında içten içe umutlu olduğunu saklayamadığını fark etmemek elde değil. Yazar, olaylar sonucu öldürülen yakın arkadaşına yazdığı mektubu, hikayenin içerisine ustaca işlemiştir.

8. Yaşar Kemal – Sarı Sıcak (1952)

Yapı Kredi Yayınları Sarı Sıcak - Yaşar Kemal Fiyatı, Yorumları - TRENDYOL

Yaşar Kemal‘in ilk ve tek öykü kitabıdır. Doğduğu bölge olan, Çukurova‘dan insan manzaralarını toplumcu gerçekçi kimliğiyle aktarır okuyucuya. Halkın açlıkla, sefaletle, hastalıkla, hayatın koşullarına karşı verdiği mücadeleyi konu edinir. Adaletsiz düzene karşı verdiği mücadele… Köylünün, gerçekte kabul görmeyen değerini gözler önüne serer. İnsanın gerekli koşullarda, hayata nasıl sımsıkı tutunduğunu anlatır. Bu mücadele, sade bir dille ve çok çarpıcı bir gerçeklikle yazılmıştır. Okur, yüreğindeki buruk hüzün ile kendini o yörenin insanı gibi hisseder, belki de kimisi kendi gerçeğiyle yüzleşir o kitapta. Yazar, aynı zamanda insanların ruh hallerine, iç dünyalarına da yönelir. İnsanların verdikleri mücadelenin, zihinlerindeki zorlayıcı etkisini de ihmal etmez. Yazar, gerek dil ve üslubuyla gerek sosyal eşitsizliklere maruz kalan insanları, muhteşem bir şekilde kaleme alışıyla yurt dışından pek çok övgü almıştır.

9. Sait Faik Abasıyanık – Semaver (1936)

Semaver | Aziziye Kitabevi

Hikaye yazarlarımızdan Sait Faik, bu eserinde kendi çocukluk yıllarının geçtiği Adapazarı ve çevresinden, İstanbul‘da geçen hayatından ve deneyimlerinden, Fransa‘da yaşadığı hayatından kesitler sunar. Çevre tasvirlerinden geniş bir ölçüde yararlanır. Diğer yazarlar gibi, toplumsal konulara değinen Sait Faik, insanlara mutlu olmanın yollarını gösterir. Her öyküsünde bir insandan bahseden Sait Faik, bir insanla beraber onlarca duyguyu yansıtır. İnsanların hayatlarındaki değişiklikler, doğrular, yanlışlar, yaşanmışlıklar, sevgiler, sevilmemeler, korkular, aptallıklar ve gerçekler bir bir okura hissettirilir. “İnsanın kendinden bir parçası bulması” klişesi bu kitapta anlam bulur. Evet, her insan kendinden bir parça bulmakta ve içindeki yalnızlık hissinden kurtulmaktadır. Acılar, kederler, sevinçler ve kaygılar anlam kazanır.

10. Aziz Nesin – Geriye Kalan (1953)

GERIYE KALAN - AZIZ NESIN Fiyatları

Aziz Nesin‘in, Sabahattin Ali önderliğinde kurdukları Marko Paşa isimli gazete ile ilgili anılarını yazdığı, gazetenin kapatılma sürecini ve o dönemin hükümeti ile ilgili aralarındaki anlaşmazlıkları kaleme aldığı kitabıdır. Siyaseti eleştirirken mizahi bir dil kullanmıştır. Basın özgürlüğünün olmadığı bir zamanda, o dönemdeki siyasetçileri hedef aldıkları için mahkeme, hapis, sorgu içinde geçen hayatlarını anlatmıştır. Bu anlatış bir yakarışla değil, dik duruş ve düşüncelerin her şeye rağmen haykırışlarla yazıya dökülmüş halidir. Akıcı bir dil, eğlenceli bir üslup, bolca eleştiri ve mizah yüklüdür.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.