Türk Edebiyatının Önemli Öykü Yazarları

Editör:
Sinem Aykın
spot_img

Öykü / hikaye gerçek veya gerçeğe yakın bir olayı anlatan, kısa bir anlatım türüdür. Edebiyatımızda bu anlatım türünün gelişmesinde katkıda bulunan, kaleme aldıkları eserlerle öykü türünde ön plana çıkan yazarlar bulunmaktadır. Bu önemli yazarlardan bazılarını sizler için derledik.

1. Ahmet Mithat Efendi

Indyturk

Türk edebiyatının ilk öykü örneğini Letaif-i Rivayat adlı eseriyle veren, aynı zamanda Tanzimat Dönemi‘nde yazarlıkla birlikte gazeteci de olan Ahmet Mithat Efendi, 1844 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Ahmet Mithat, 1857-1861 yılları arasında bir aktar dükkanında çırak olarak çalışmış, ardından babasının ölümüyle ailesiyle maddi sıkıntılar yaşamaya başlayarak Vidin’e yerleşmiştir. Vidin’de bir yıl yaşadıktan sonra İstanbul’a geri dönüp öğrenimini burada tamamlamıştır. Yazar, devlet dairesinde memurluk yaparken bir taraftan da Arapça, Farsça ve Fransızca öğrendiği için Ahmet Şefik Mithat Paşa‘nın takdirini kazanıp ismini almıştır. Asıl adı olan “Ahmet”in yanına “Mithat” eklenmiş ve böylece “Ahmet Mithat Efendi” olarak anılmaya başlamıştır.

Kendi matbaasını kurup Letaif-i Rivayat ve Kıssadan Hisse adlı öykülerini kaleme almıştır. Dağarcık adlı dergiyi çıkarmış ve bu dergideki yazıları nedeniyle Rodos’a sürgün edilmiştir. 38 ay süren sürgün sırasında yazarlık hayatının en verimli dönemini yaşamış; Hasan Mellah ve Hüseyin Fellah adlı eserlerini bu dönemde kaleme almıştır. V. Murat‘ın başa geçmesiyle çıkan af sonucunda İstanbul’a geri dönmüştür. Ahmet Mithat, 1878 yılında Tercüman-ı Hakikat isimli gazeteyi kurup yönetmeye başlamıştır. Bu gazete, devrin en uzun ömürlü gazetesi olmuştur. 1888’de Sabah gazetesinde “Dekadanlar” başlıklı yazısıyla Servet-i Fünun‘u eleştirmiş ve büyük tepki çekip yazarlığı bırakmak zorunda kalmıştır. Lakabı Yazı Makinesi olan yazar, hayatı boyunca 200’e yakın eser kaleme almış ve 28 Aralık 1912 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Öykü türünü edebiyatımıza kazandıran usta yazar, eserlerini gerçek hayattan alıp ders vermek amacıyla yazmış ve meddah üslubu kullanmıştır.

2. Halit Ziya Uşaklıgil

gazetevatan

Servet-i Fünun ve Cumhuriyet Dönemi yazarlarından biri olan Halit Ziya Uşaklıgil, 1866 yılında İstanbul’da doğmuştur. Döneminin en büyük nesir ustası olarak kabul edilen yazar, Atatürk‘ün eşi Latife Uşşaki‘nin amcasıdır. Babasının işleri bozulunca ailesiyle İzmir’e taşınmıştır. İzmir Rüştiyesi’nde Fransızca öğretmenliği yapmıştır. Memuriyeti Milli Mücadele döneminde sona ermiş ve Yeşilköy’deki evine çekilerek edebiyat alanındaki faaliyetlerini burada gerçekleştirmeye başlamıştır. 1896’da Edebiyat-ı Cedide topluluğuna katılmıştır. Servet-i Fünun dergisinde kendisine büyük ün kazandıran eserler kaleme almıştır. 1925’te yayımlanan Aşk-ı Memnu, ilk büyük Türk romanı olarak kabul edilmiştir. Türk edebiyatında Batılı anlamda ilk eserleri kaleme alan yazar daha geniş kitlelere ulaşmak amacıyla Sabah ve İkdam gazetelerine yazılar yazmıştır. Roman ve hikayeciliğiyle ön plana çıkmış, eserlerinde bireysel konular işlemiştir. Realizm, Sembolizm, Natüralizm akımlarından etkilenmiştir.

Eserlerinde betimlemelere ve ruh çözümlemelerine yer vermiştir. Maupassant (Olay hikayesi) tarzında yazdığı öyküler, doğal ve dili sadedir. Öykülerinde Anadolu ve köy hayatına, kasabalardaki yaşayışa inerek İstanbul dışına çıkmıştır. 3 Aralık 1937’de intihar ederek ölen oğlu Halil Vedat‘a ithafen yazdığı Bir Acı Hikaye adlı eserinde oğlunun hayatını kaleme almıştır. Oğlunun ölümünden sonra toparlanamayan yazar, uzun bir hastalık süreci geçirip her türlü tedaviyi reddetmiştir. 27 Mart 1945’te vefat eden Halit Ziya Uşaklıgil, Halil Vedat’ın yanına gömülmüştür. Kendisinden geriye 44 eser bırakan yazar, Solgun Demet, İhtiyar Dost, Kadın Pençesi, Hepsinden Acı, Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası, Aşka Dair gibi öyküleriyle edebiyatımızda öykünün gelişmesine katkı sağlayan yazarlardan biri olmuştur.

3. Ömer Seyfettin

Indyturk

Milli Edebiyat Dönemi yazarı ve Türkçülük akımının kurucularından biri olan Ömer Seyfettin, 11 Mart 1884 yılında Balıkesir’de dünyaya gelmiştir. Öğrenim hayatını bitirdikten sonra, 1906’da İzmir Jandarma Okulu’na öğretmen olarak atanmıştır. Hayatının çoğu askerlik ile geçen yazar, 1910 yılında askerlik görevinden ayrılmıştır. Bundan sonrasında hayatına yazar ve öğretmen olarak devam etmiştir. 1911’de Yeni Lisan isimli yazısı Genç Kalemler dergisinde yayınlanmıştır. Balkan Savaşı sebebiyle derginin yazı heyeti dağılmıştır. Ömer Seyfettin, tekrardan orduya çağırılmış ve Yanya’da esir düşmüştür. Esareti boyunca sürekli okuyup yazmış ve 15 Kasım 1913 yılında esareti bitmiştir. 1914’te askerlik görevinden ayrılıp Kabataş Lisesi’nde öğretmenlik yapmaya başlamıştır. 1915 yılında Calibe Hanım ile evlenmiş ancak bu evlilik iki yılın sonunda bitmiştir. Bu ayrılık Ömer Seyfettin için oldukça yıkıcı olmuş, hayatını bir daha düzene sokmakta başarılı olamamıştır.

23 Şubat 1920 yılında hastalandığı için hastaneye kaldırılmış ve şeker hastası olduğunu öğrenmiştir. Hastanede iki hafta yatan yazar, 6 Mart 1920 yılında kurtarılamayarak 35 yaşında hayata gözlerini yummuştur. Kısa bir hayata çok şey sığdıran Ömer Seyfettin, Maupassant tarzı hikayeciliğin Türk edebiyatındaki temsilcilerindendir. Türk edebiyatında hikayeciliği meslek haline getiren ilk kişi olan yazar, öykülerini gerçek yaşamdan ilham alarak yazmıştır. Eserlerinde milli bilinci uyandırmaya çalışmış, Batı hayranlığını mizahi bir üslupla eleştirmiştir. Gözleme dayanarak kaleme aldığı eserlerinde sade bir dil kullanan yazar 180’e yakın eser kaleme almıştır. Perili Köşk, Yalnız Efe, Pembe İncili Kaftan, Başını Vermeyen Şehit, Pembe İncili Kaftan gibi eserleriyle edebiyatımızda öykü türünün önemli temsilcilerinden birisi olmuştur.

4. Halide Edip Adıvar

tuicakademi

2. Meşrutiyet ve Cumhuriyet Dönemi yazarı Halide Edip Adıvar, 1882 yılında İstanbul’da doğmuştur. Annesini küçük yaşta kaybeden yazar, çocukluğunu anneannesinin yanında geçirmiş, sonrasında babasının yanına taşınmış ve Amerikan Koleji’ne gitmiştir. 1901 yılında koleji bitirip matematik dersi aldığı hocası Salih Zeki ile evlenmiştir. Bu evliliğinden iki oğlu olan yazar, 1908 yılında yazı hayatına giriş yapmıştır. İlk yazılarını “Halide Salih” imzasıyla yazmıştır. Yazdığı yazılardan dolayı 31 Mart Olayının hemen ardından çocuklarıyla birlikte Mısır’a kaçmıştır. 1909’da olaylar yatışınca geri dönüp pedagoji öğretmenliğine atanmıştır. 1911 yılında Salih Zeki’nin ikinci defa evlenmesi sebebiyle ondan ayrılmıştır. Ayrılıktan sonraki yazılarında “Halide Edip” imzasını kullanmıştır. 1917’de Dr. Adnan Adıvar ile evlenmiştir. Atatürk ile tanışan Halide Edip, onun yakınındaki kişi olarak rehberlik ve çevirmenlik yapmış, bu dönemdeki eserlerinin ana konusunu Atatürk oluşturmuştur.

Eşi Dr. Adnan Adıvar’ın kurduğu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatılınca eşiyle beraber Türkiye’den ayrılıp Atatürk‘ün vefatına kadar yurt dışında yaşamıştır. Sonrasında Türkiye’ye dönen yazar, 1955 yılında eşi Adnan Adıvar’ı kaybetmesiyle oldukça sarsılmış ve sonrasında hastalıklarla mücadele etmiştir. Dönemin aynası görevinde eserler kaleme alan Halide Edip Adıvar, 9 Ocak 1964 yılında hayatını kaybetmiştir. Türkçülük akımından etkilenen yazarın eserleri sade ve özensiz bir dille yazılmıştır. Harap Mabetler, Dağa Çıkan Kurt, İzmir’den Bursa’ya, Kubbede Kalan Hoş Seda gibi öyküler yazan Halide Edip, edebiyatımızda önemli öykü yazarlarından birisidir.

5. Sabahattin Ali

Tamadrescom

Cumhuriyet Döneminin ünlü öykücüsü Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907 yılında Eğridere’de dünyaya gelmiştir. Öğrenimini İstanbul’da tamamlayan yazar, ilk öykülerini ve şiirlerini arkadaşlarıyla çıkarttığı okul gazetesinde yayımlamıştır. 1928’de Almanya’ya öğrenci olarak gönderilmiş, burada edindiği tecrübelerle edebiyat hayatını şekillendirmiştir. 1930 yılında ilk toplumcu gerçekçi öyküsü Bir Orman Hikayesi’ni yayınlamıştır. Sonrasında da Dağlar ve Rüzgar (1934), Değirmen (1935), Ses (1937), Kuyucaklı Yusuf (1937) adlı eserleriyle adından oldukça söz ettirmiştir. 1940’ta yayınladığı İçimizdeki Şeytan adlı eseriyle tepkilerin hedefi olmuştur. 1943 yılında Yeni Dünya adlı öykü kitabını ve en sevilen romanlarından biri olan Kürk Mantolu Madonna‘yı çıkartmıştır.

Tan gazetesinde “A. Metin” takma adıyla hükümete yönelik eleştiriler yapmış, 4 Aralık 1945’te Tan matbaası binlerce kişi tarafından taşlı sopalı saldırıya uğramıştır. Tan Olayı olarak geçen bu olaydan sonra Sabahattin Ali eleştirilerinin dozunu yükseltmiş fakat sonrasında suçlamalardan, mahkemelerden ve hapishane hayatından yorulduğu için nakliyeciliğe başlamıştır. Bir süre nakliyecilik yaptıktan sonra yurtdışına gitmeye karar vermiş ve kendisini götürmesi için Ali Ertekin ile bağlantı kurmuştur. Bundan sonrasında Sabahattin Ali’den bir daha haber alınamamıştır. 16 Haziran 1948 yılında cesedine ulaşılmış ve Ali Ertekin milli hislerine engel olamadığı için sopayla vurarak Sabahattin Ali’yi öldürdüğünü itiraf etmiştir. Toplumcu gerçekçi bir yazar olan Sabahattin Ali, eserlerini gözlemlerine dayanarak yazmış ve toplumsal eşitsizlikleri eserlerinde işleyerek okuyucuya mesaj verme amacı taşımıştır. Anadolu halkının ve köylüsünün yaşamlarını öykü ve romanlarına konu olarak almış, aydınların köylü kesimi küçümsemesini yalın bir dille eleştirmiştir.


Kaynakça

  1. “Ahmet Mithat Efendi Kimdir?”. Bkmkitap. Web. 03.08.2024.

2. “Halide Edip Adıvar”. Atatürk Ansiklopedisi. Web. 03.08.2024.

3. “Halit Ziya Uşaklıgil Kimdir?”. Bkmkitap. Web. 03.08.2024.

4. “Ömer Seyfettin Kimdir?”. İnkılap. Web. 03.08.2024.

5. “Sabahattin Ali”. Atatürk Ansiklopedisi. Web. 03.08.2024.

spot_img
Hatice Dağdelen
Hatice Dağdelen
“Ne yapmak istediğini bilmiyorsan, ne yapmamak istediğini düşün.”

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.