Türk Mitolojisi’nin Zeus’u: Ülgen

Editör:
Irmak Çelik
spot_img

Bilindiği üzere dünyadaki tüm mitolojilerin kaynağı destanlardır aslında. Bazıları insanların ağzından çıkan kulaktan kulağa dolaşan efsaneler iken, bazıları da yalnızca yazılı efsanelerdir. Türk mitolojisi de diğer mitler gibi destanlardan türemiştir. Ancak Türk destanlarının içeriğinde yer alan kişilerin gerçek tarihi kişilerle özdeşleştirilmesinin Türk destanlarının mit olmadığına dair yaygın bir yanılgı oluşturduğu gözlemlenmiştir.

Türk şamanizmi, iyilik tanrısı Kayra Han ve kötülüğün efendisi Erlik gibi tanrıların yanı sıra birçok tanrı ve tanrıçayı ve onlara hizmet eden ruhları içeriyordu. Bu fikirler yüzyıllar boyunca dış etkilere maruz kalan ve natüralizm, animizm ve şamanizm sırasını takip eden Türk toplumunun karşılaştırmalı mitolojik ve antropolojik veriler dikkate alınarak derlenmesinin sonucudur.

Türk Miti’nin Yüce Tanrısı Ülgen Kimdir?

Türk mitolojisinde farklı yaradılış efsaneleri vardır her mitte olduğu gibi ama bu destanlardan efsanelerden en çok bilinen Altay Türkleri’nin inancıdır. Bu efsaneye göre, tüm evrenin yaratılışında sadece iki yaratıcı vardır: Bunlar Ülgen ve Erlik‘tir. Destan; evren bir hiçken, iyiliğin simgesi olan tanrı Ülgen ile kötülüğün simgesi olan Erlik’in ortalıkta uçtuğunu anlatır. Lâkin Ülgen’in Kayra Han’ın oğlu olduğu düşüncesi bu kısımda hikayelerde bir karışıklık yaratmaktadır. Bu sebepten Bazı kaynaklar Kayra Han’a ait özellikleri Ülgen için de yazarlar. Bunun sebebi ise Ülgen’in Kayra Han olduğuna ya da onun bir parçasından var olmuş olabileceğine inanıldığı içindir.

Türk Mitolojisinde Tanrılar ve Ruhlar - Arkeopolis
Ülgen – Arkeopolis.com

Ülgen Türk miti’nin Zeus‘u sayılmaktadır bir yandan. Gökyüzünün hakimi yıldırımların yağmurların sahibidir. Salyaları akar yağmur damlaları olur, gökkuşağını hava durumunu  her daim o kontrol eder. Gökyüzünün en ücra köşelerinde yaşar. Kısaca tasvir edildiğinde iyilik ve bereket ile anılır. İnsanlara hayati öğretiler konusunda yardımcı olduğu da söylenir. Bir rivayette biri simsiyah diğeri beyazlar içinde olan iki taş ile insanlara ateş yakabilmeyi öğrettiği söylenmektedir. Taşların siyah ve beyaz oluşunun sebebi için pek bir kaynak yoktur ama bir yandan da manevi bir anlamı felsefileştirmemek pek mümkün değil.

Ülgen’in yedi oğlu ve dokuz kızı olduğu söylenir. Kızlarının ismi bilinmese de 9 kızının hepsine “Akkızlar” veya “Kıyan” denir. Bu kızlar şamanların ilham perileridir; ayin sırasında “kulakta ay gibi bir insan olurlar ve şamana” derler. (Yunan ve Roma mitindeki Müzler misali). Oğullarnın isimleri ise Karşıt – Han, Pura – Han, Yaşıl – Han, Burça – Han, Karakuş (kartal) – Han, Baktı – Han, Er Han’dır. Bunlar Ülgen gibi göklerde yaşar, Ülgen’in kendisi gibi hepsi iyi tabir edilir ve en sevdiği Karşıt – Han’dır. Ülgen’in vücudundan ayrılmışlar, farklı bireyler haline gelmişlerdir. Bunlar  şerefine yapılan tören ve âyinler Ülgen’e yapılanlardan farksızdır. Kısaca, bu ruhlar şerefine de ibadetler yapılmaktadır.

Ülgen han | Savaşçılar, Çizimler, Türkler
Ülgen Han’ın Bir Çizimi – pinterest.com

Ülgen’in Şaman İbadetlerindeki Yansıması

Şaman ilahilerine bakıldığında Ülgen’in en büyük tanrı olduğunu söylememiz oldukça doğru olur. Şaman dualarında “ak ayaz”, “ayazkan”, “şimşekçi”, “yıldırıma”, “yayuçı” (yaratıcı) diye tavsif olunur. Gökten dökülen rahmet yağmurları onun ağzından akan salyalardır. Ayı ve güneşi hareket ettiren, beyaz bulutları bir ülkeden bir ülkeye aşıran odur. Atlar Ülgen’e ibadet konusunda oldukça kutsal hayvanlardır. Şamanlar ibadetlerinin üçüncü, altıncı, dokuzuncu ve on ikinci yıllarında Ülgen’e at kurban ederler. Kurban anında atın ruhuna binip göğün katmanlarını delip geçerek ülgen’in ziyaret ettikleri söylenir.

Öyle ya da böyle her mitoloji birbirine oldukça yakındır aslında ve her mitte başka bir tarihi okuruz. Bakıldığında her şey Yunan’ın Zeus’u, Türklerin Ülgen’i gibidir. Gökyüzünde, evrende var olan biten her şey tarihe gömülü tanrılara aittir her zaman.

Kaynakça

 

spot_img
Yağmur Kadıoğlu
Yağmur Kadıoğlu
Paleotik çağ teknolojisi misali, bir iki tutam nil nehri tuzu serpilmişcesine; baştan aşağı nihilist bir beden mahkûmu.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.