Uluslararası Tanınırlığı Olan 6 Türk Tarihçi

Editör:
Ece Günay
spot_img

Tarih ve Türkiye’de Gelişimi Hakkında

Tarih; geçmişte yaşamış insanların faaliyetlerini ve birbirleriyle olan ilişkilerini, yer zaman bilgisiyle beraber, belge ve kayıtlara dayandırarak neden-sonuç ilişkisi bağlamında sunmayı ve objektif değerlendirme yapmayı amaçlayan bilim dalıdır.

İnsanın geçmişe duyduğu bitmek tükenmek bilmeyen merakı, tarihin canlı kalmasını sağlamıştır. Geçmiş bilgisini önce sözlü olarak nesilden nesile aktarmış; zamanla çeşitli yazı formlarıyla birlikte önemli olayların kayda alınması şeklinde dönüşüm geçirmiştir. Bu süreçte tarih, asırlar boyunca yönetici kesimin gücü elinde tutmak ve otorite sağlamak için belirli kalıplar çerçevesinde araç olarak kullanılmıştır.

Modern anlamda tarih anlayışı uzun yıllar ve çeşitli dönüşümler sonucunda gelişmiştir. Bu gelişim tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de uzun yıllar almıştır. Osmanlı Devleti döneminde Şehname tarzı Vakayiname‘ye dönüşmüş ve resmi tarih yazıcılığı başlığı altında saray tarihçiliği pek çok zengin içerikli eser vermiştir.

Ahmed Cevad Paşa G Berinda

19. yüzyılda batılılaşmanın tarih alanına sirayet etmesiyle metodoloji kavramı Türkçe literatüre girmiştir. Bu gelişmeler doğrultusunda Ahmet Cevat Paşa gibi geleneksel ile modern yaklaşımları sentezleyen tarihçilerimizin yanında Ahmet Refik ve Mizancı Murat gibi daha modern yaklaşanlar da olmuştur.

Mizancı Murat Biyografya

İkinci Meşrutiyet itibariyle Türk tarihçiliği, uluslaşma süreci etkisine girmiştir. Modern tarihçiliğin usullerinin Türk tarihçiliğine yerleşmesi M. Fuad Köprülü ve Zeki Velidi Togan’ın çabalarıyla gerçekleşmiştir.

Uluslararası Tanınırlığı Olan 6 Türk Tarihçi

Mehmet Fuad Köprülü

Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa ve oğlu Köprülü Fazıl Ahmet Paşa’nın soyundan gelen saygın bir ailenin mensubu olan Mehmet Fuad Köprülü, 4 Aralık 1890’da İstanbul’da doğdu. Edebiyat ve tarih alanlarında ilerlemek için hukuk fakültesini bırakması, hayatını bambaşka bir yola evirmiştir.

1909’da Ahmet Haşim’in önderlik ettiği Fecr-i Ati topluluğuna katıldı ve şiirlerini edebiyat tarihi açısından çok önemli bir dergi olan Servet-i Fünun (Fenlerin Serveti) adlı dergide yayımladı. Yazılarını sanat sanat içindir anlayışını benimseyen bir anlayış ile yazması Ziya Gökalp ile tanışmasından sonra değişen Köprülü, Ziya Gökalp’ten çok etkilendi ve Türk tarihinin derinliklerine kadar indi. 1913’te Halit Ziya Uşaklıgil tarafından Türk Edebiyatı Tarihi müderrisliğine getirildi.

Mehmet Fuad Köprülü Independent Türkçe

Türk edebiyatının nasıl incelenmesi gerektiği ile ilgili yazdığı Türk Edebiyatı Tarihinde Usul adlı eseri, Türk edebiyat tarihi açısından adeta bir devrimdir. Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiyat Mecmuası’nı çıkarmaya başlayan Mehmet Fuad Köprülü, uluslararası arenada yavaş yavaş ses getirmeye başladı.

1931’de Türk Hukuk Tarihi Mecmuası’nı, 1932-34 yılları arasında da Divan Edebiyatı Antoloji’sini çıkardı. 1935’te Les Origines de L’Empire Otoman (Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluşu) adlı kitabını yayımlandı; bu kitap tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. Heidelberg, Atina ve Sorbonne Üniversitelerinden de onursal doktorluk sanı alan Köprülü, uluslararası arenada saygın bir konum edindi.

Evindeki Çalışma Odasından Mehmed Fuad Köprülü Daily Sabah

Tüm bunların yanı sıra siyasi bir kariyere de sahip olan Mehmed Fuat Köprülü, 1934 yılında Kars milletvekili oldu; daha sonralarında Celal Bayar, Adnan Menderes ve Refik Koraltan ile Demokrat Parti’yi kurdu. Parti iktidara geldiğinde ise dışişleri bakanı oldu ve Türkiye’nin NATO’ya girişinde büyük rol oynadı. Partisinin politikalarından büyük rahatsızlık duyması ve parti içinde ihtilaflara düşülmesi 1957’de partisinden istifa etmesine neden oldu.

Mehmet Fuad Köprülü, yalnızca nitelikli bir edebiyat tarihçisi değil; aynı zamanda iyi bir yazar, siyasetçi, gazeteci ve Türkolog’tur. Bu çok yönlülük onu çok önemli ve değerli bir şahıs yaptığı ve uluslarası bağlamda ismini duyurduğu gibi Türk tarihini derinden etkileyen Halil İnalcık gibi büyük insanları da etkilemiştir.

Ahmet Zeki Velidi Togan

10 Aralık 1890’da Başkurt topraklarında doğan Ahmet Zeki Velidi Togan; eğitimli bir ailenin mensubuydu ve Arapça’yı babasından, Farsça’yı annesinden öğrendi. Arap edebiyatı dersleri aldığı sırada Rusça da öğrendi. Tarihle ilgili ciddi okumalar yapan biriydi ve özellikle İstanbul’dan gelen eserleri takip ederdi.

Ahmet Zeki Velidi Togan Biyografya

Babasının isteği doğrultusunda köyünde kalıp imam olmayı reddederek dönemin merkezi olan Kazan’a gitti; burada Şarkiyatçılar muhitine girdi. 1910 yılında Kasimiye Medresesine Türk Tarihi ve Arap Edebiyatı Tarihi muallimi olarak tayin edildi. Türk kavimlerinin tarihiyle ilgilenen Togan, 1912’de ilk eseri olan Türk ve Tatar Tarihi‘ni yayımladı; Ufa, Kazan, Petersburg, Türkistan, Azerbaycan, Türkiye ve Macaristan’daki şarkiyatçı alimler tarafından takdir edildi. Bu vesileyle 1913’te Kazan Üniversitesinin Tarih ve Arkeoloji Cemiyeti tarafından kendisine fahri bir diploma verilerek, cemiyete üye olarak kabul edildi.

Togan sadece Türk tarihiyle ile değil İslam tarihiyle de ilgilendi; İbni Haldun’u inceledi. Bu yıllarda kaleme aldığı, İslâm aleminde teokrasinin olumsuzlukları üzerine yazısı, isminin Türkiye’de duyulmasını ve fikirlerinin anlaşılmasını sağladı.

1914’te Rus ilimler akademisinde bulunan Katanov sayesinde eski eserleri araştırmak üzere Buhara ve Fergana bölgelerine giden Togan, elde ettiği sonuçları Petersburg Arkeoloji Cemiyeti ile Kazan ve Taşkent Arkeoloji Cemiyeti dergilerinde yayınladı. Satışa çıkan Katanov Kütüphanesi‘nin Türkiye Cumhuriyeti’ne kazandırılmasında rol oynadı.

Ahmet Zeki Velidi Togan İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü

Togan, Bolşevik ihtilali ve Sovyet döneminde Rusya müslümanlarını savunma mücadelesinde tutuklandı; ancak hapisten kaçmayı başardı. 1918’de Başkurdistan Milli Hükümeti’nin harbiye nazırı oldu; akabinde Türkistan direnişi olan basmacı hareketine katıldı. Bu hareketin haklılığını anlatmak için Avrupa’ya giden Togan; Cambridge, Paris ve Berlin üniversitelerinden çalışma teklifleri aldı.

Maarif vekili Hamdullah Suphi’den gelen davet üzerine Türkiye’ye geldi, Telif ve Tercüme Encümeni’nde görevlendirildi. Çok geçmeden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabul edildi. Ankara’yı, kütüphane ve kitap bakımından yetersiz gördüğünden, kendi isteğiyle 1927’de İstanbul Darülfünunu Türk Tarihi Müderris Muavinliği’ne tayin edildi. Bundan sonra İstanbul ve Anadolu kütüphanelerinde yoğun araştırmalar yaptı. Togan aleyhinde karalama propagandalarından dolayı görevinden istifa ederek, 1932’de doktorasını tamamlamak için Viyana’ya gitti. Burada İbni Fadlan Seyahatnamesi üzerine olan tarih doktorasını verdi; sonrasında Bonn ve Göttingen üniversitelerinde Türk ve İslam tarihi dersleri verdi.

Togan, 1938’de Bonn Üniversitesinin teklifi ile Alman Maarif Nezareti tarafından tedris ettiği bütün Alman Üniversitelerinin honorar profesörü rütbesi ile taltif edildi. 1939’da dönemin Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in daveti üzerine yeniden Türkiye’ye geldi. Atandığı İstanbul Üniversitesi’nde, Umumî Türk Tarihi Kürsüsü’nü kurdu.

Togan, Türkçe dışında Orta Asya Türk kavimlerinin dillerini, Arapça, Farsça, Rusça, Almanca’yı iyi biliyor; Fransızca ve İngilizce’yi okuyup-yazabiliyordu. Bu durum, onun çalışmalarını uluslararası bilim camiasına ulaştırmış, birçok bilim akademisi üyeliği ve nişanı kazandırtmıştır. Hayatı boyunca 28 önemli uluslararası kongrede bildiri sunan Togan dünya çapında itibarlı Türk tarihçilerinden biridir.

Halil İnalcık: Tarihçilerin Kutbu

Türk topraklarında yetişmiş olup uluslararası mecrada saygınlık kazanan tarihçiler arasında akla ilk gelen isimlerden biri Halil İnalcık’tır. 26 Mayıs 1916’da İstanbul’da dünyaya gelen Halil İnancık, 1924 yılında Ankara’ya taşındı ve ilkokulu burada, Gazi İlkokulu’nda bitirdi. Yatılı olarak Sivas Ortaokulunda bir süre öğrenim gördükten sonra, 1932’de Balıkesir Necati Bey Öğretmen Okulu’na nakil oldu ve 1935’te mezun oldu.

1936’da Atatürk’ün kurduğu Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nin DTCF’nin ilk öğrencilerinden oldu. Üniversite yıllarında Fuad Köprülü, Şemsettin Günaltay, Muzaffer Göker, Yusuf Hikmet Bayur gibi dönemin önemli isimlerinden ders aldı. 1940 yılında mezun olduktan sonra aynı yıl Yakınçağ Tarihi bölümünde asistan oldu. Tanzimat ve Bulgar Meselesi konulu teziyle doktora çalışmasını tamamladı. 1932’te doçent, 1952’de profesörlük unvanını Viyana Bozgun Yıllarında Osmanlı-Kırım Hanlığı İşbirliği teziyle aldı.

Halil İnalcık Türkiye Bilimler Akademisi

Halil İnalcık’ın tarih anlayışı devletlerin tarihini ortaya çıkarmaktan ziyade; halkın tarihini, sosyal hayatını, gündelik yaşamını, ekonomisini ve bunları belirleyen şartları ortaya koymak üzerinedir. Annales Okulu ve Fransız ekolü bu konuda Halil İnalcık’ı etkilemiştir. Bu bakış açısıyla birlikte Türk tarihçiliğinde sosyal tarih anlayışının yerleşmesinde önemli bir mihenk taşıdır. Ayrıca Farsça, Arapça, İngilizce, Fransızca ve Almanca bilmesi ona, Osmanlı arşivi dışında Batı dünyasını da iyi bir şekilde inceleme imkanı sunmuştur.

Ziyaretçi profesör olarak Columbia, Princeton, Pennsylvania, Harvard Üniversiteleri’nde dersler vererek Osmanlı-Türk tarihi araştırmalarının gelişimine uluslararası anlamda büyük katkı sağladı. Chicago Üniversitesinde Osmanlı Tarih Kürsüsü’nü kuran Halil İnancık, buradan 1986’da emekliye ayrıldı ve 1993’te Bilkent Üniversitesi’nde tarih bölümünü kurdu.

Halil İnalcık Türkiye Bilimler Akademisi

Türk, Amerikan, İngiliz, Sırp ve Arnavutluk akademilerine üye seçildi ve birçok farklı üniversiteden fahri doktora unvanı taktim edildi ve Cambridge Uluslararası Biyografi Merkezi tarafından dünyada sosyal bilimler alanında sayılı 2000 bilim adamı arasında gösterildi. Avrupa’da Osmanlı hakkında bilinen yanlışları; Osmanlı ve Türkler’in barbar olduğu, uygarlığa katkılarının olmadığı gibi yaygın inanışı düzeltmeyi kendine bir görev bilen İnancık, Türk tarihçiliğini uluslararası arenada modern tarihçilik düzeyine çıkartmak için büyük bir çaba gösterdi. Özverili, disiplinli ve yoğun çalışmalarıyla uluslararası çapta saygı gördü, yazdıkları Avrupa üniversitelerinde ders kitabı olarak okutuldu.

“Osmanlı tarihi yazılmadan dünya tarihi yazılamaz” iddiasıyla dünyada Osmanlı tarihinin kabul görmesinde ve yazılmış pek çok yanlış tezlerin değiştirilmesinde büyük rol oynayan Halil İnancık, çalışmaları ile Türk tarih yazımında kuşkusuz bir milat olarak değerlendirilmelidir. 25 Temmuz 2016’da Ankara’da tedavi gördüğü hastanede yüz yaşında vefat etti.

İlber Ortaylı

Medyada kendisine geniş bir yer edinmiş olan İlber Ortaylı, halkın tarihle buluşmasına bir nevi aracı olmaktadır. Türk halkı tarafından yoğun ilgi gören Ortaylı, ülkemizde olduğu gibi uluslararası alanda da Türk tarihçiliğinin önemli bir ismidir.

1947 yılında Avusturya’da Kırım Tatarı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ortaylı, 1949 yılında iki yaşındayken ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındı. İlk ve orta öğrenimini İstanbul Avusturya Lisesi’nde tamamladı; 1965 yılında Ankara Atatürk Lisesi’nden mezun oldu ve lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ile Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi tarih bölümünü bitirdi. Viyana Üniversitesi’nde Slav ve Doğu Avrupa dilleri hakkında öğrenim gören İlber Ortaylı, yüksek lisans çalışmasını Chicago Üniversitesi′nde Prof. Halil İnalcık ile yaptı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Tanzimat Sonrası Mahalli İdareler adlı tezi ile 1974 yılında doktor, Osmanlı İmparatorluğu′nda Alman Nüfuzu adlı çalışmasıyla da 1979 yılında doçent oldu.

İlber Ortaylı

Viyana, Berlin, Paris, Princeton, Moskova, Roma, Münih, Strasburg, Yanya, Sofya, Kiel, Cambridge, Oxford ve Tunus üniversitelerinde misafir öğretim üyeliği yapan Ortaylı; seminerler ve konferanslar verdi, yerli ve yabancı bilimsel dergilerde Osmanlı tarihinin 16. ve 19. yüzyılı, aynı zamanda Rusya tarihiyle ilgili makaleler yayınladı.

1989–2002 yılları arasında Siyasal Bilgiler Fakültesi′nde İdare Tarihi Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapmış, 2002 yılında Galatasaray Üniversitesi′ne geçmiştir. 2005-2012 yılları arasında Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü görevi yaptı. Uluslararası Osmanlı Etütleri Komitesi Yönetim Kurulu, Avrupa İranoloji Cemiyeti ve Avusturya-Türk Bilimler Forumu üyesidir.

İlber Ortaylı İstanbul Life

Çok dilli bir ailede büyümenin de etkisi olacak ki dile epey önem veren İlber Ortaylı, ileri seviyede Almanca, Rusça, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Farsça ve iyi seviyede Latince bilmektedir. Ödülleri arasında Aydın Doğan Ödülü, “Avrupa ile Akdeniz Arasında Lazio”, Puşkin Ödülü bulunmaktadır.

Ekrem Akurgal

Ekrem Akurgal, 30 Mart 1911 tarihinde Osmanlı toprakları içinde yer alan Hayfa’ya bağlı Tulkarem kasabasında doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul’da tamamladı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün çağdaş batı uygarlıklarını yakalamanın Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslaşmasındaki en büyük gelecek olduğu bilinciyle, Anadolu bilgeliğini her yönüyle araştırıp inceleyecek ve dünya uygarlıklarının doğduğu bu toprakları tekrar ulusuna katacak genç bilim insanlarının yetişmesi için 1930’lu yılların başından itibaren yurt dışına gönderilen gençler arasında yer aldı. Bu program doğrultusunda Almanya’ya giden Akurgal, 1932 yılında klasik arkeoloji öğrenimini başarıyla bitirip ve 1941 yılında Türkiye’ye döndüğünde, yazılı tezle doçent olan ilk kişi unvanını aldı.

Ekrem Akurgal Travel Atalier

1956 yılında Türk Sanat Tarihi Kürsüsü’nün kurulmasına öncülük etti. Asistan olarak akademik kariyerine başladığı A.Ü Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde 1957’de ordinaryüs profesör oldu.

Yurt dışında yüzlerce konferansın yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri’nde Princeton, Almanya’da Heidelberg ve Berlin, Avusturya’da Viyana, İtalya’da Pisa üniversitelerinde dersler veren Ekrem Akurgal, uluslararası alanda ismini duyurdu. Kitaplarında, makalelerinde, derslerinde ve konferanslarında Anadolu uygarlıkları, sanatları ve kültürlerini işlemiş, Anadolu arkeolojisinin ve Kültür Tarihi’nin gelişmesine oldukça büyük katkı sağlamıştır. Türkiye Eskiçağ tarihi için önemli bilgi birikimi bırakmıştır.

Ekrem Akurgal Biyografya

Ekrem Akurgal; Federal Almanya Büyük Liyakat Nişanı Yıldızlı Rütbesi, Goethe Madalyası, T.C Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü, İtalyan Commandatore Nişanı ve Fransa Cumhurbaşkanı tarafından verilen Légion d’Honneuer Officier Rütbesi sahibidir.

Şevket Pamuk

1950 yılında İstanbul’da doğan Şevket Pamuk, ortaöğrenimini 1968 yılında İstanbul’da bulunan Robert Koleji’de tamamladı. 1972 yılına kadar Yale Üniversitesi’nde önce mühendislik, ardından ekonomi okudu. 1978 yılında Berkeley Üniversitesi’nde iktisat dalında doktora derecesi aldı.

Ankara, Pennsylvania ve Villanova Üniversitelerinde ekonomi bölümlerinde ders verdi. 1994-2017 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü Modern Türkiye Tarihi Kürsüsü öğretim üyesi olarak görev yapan Şevket Pamuk, bu kurumda Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü ve rektör yardımcılığı gibi idari görevler de üstlendi.

Şevket Pamuk Boğaziçi Üniversitesi Haberler

Princeton Üniversitesi Yakın Doğu Çalışmaları bölümünde, ODTÜ Ekonomi bölümü, Michigan Üniversitesi Tarih bölümü, Northwestern Üniversitesi Ekonomi ve Tarih bölümlerinde de ders veren Pamuk, 2008-2013 arasında Londra Ekonomi Okulu’nda öğretim üyeliği yaptı ve aynı kurumda ilk başkanı olarak Çağdaş Türkiye Çalışmaları Kürsüsü‘nü yönetti.

Osmanlı İmparatorluğu, Modern Türkiye ve Ortadoğu iktisat tarihi uzmanı Şevket Pamuk, Osmanlı İmparatorluğu ve modern Türkiye ekonomi tarihindeki kurumları ve uzun dönemli eğilimleri konusundaki çalışmaları ve ortaya koyduğu bulgular nedeniyle birçok ödüle değer görülmüştür.

Şevket Pamuk İktisat ve Toplum Dergisi

Kitapları farklı dillere çevrilerek yayımlandı. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde önemli siyasal değişiklikler gerçekleşirken; iktisadi açıdan önemli süreklilikler de yaşandığını ortaya koyan çalışmasıyla İngiliz-Kuveyt Dostluk Derneği tarafından verilen Ortadoğu Çalışmaları Kitap Ödülü‘ne değer görüldü.

1999 yılından bu yana Dünya İktisat Tarihi Derneği’nin Yönetim Kurulu üyesi olan Şevket Pamuk, 2003-2005 döneminde Avrupa İktisat Tarihçileri Derneği’nin başkanlığına, 2012-2014 dönemi için de Asya İktisat Tarihçileri Derneği başkanlığına seçildi. Ayrıca Bilim Akademisi kurucu üyesi, Türkiye ve Avrupa Bilimler Akademisi üyesidir. Osmanlı sosyal ve ekonomik tarihi çalışmalarında yeni bulgular ortaya koyması ve her iki alanda yürüttüğü karşılaştırmalı çalışmalarla ekol oluşturması nedeniyle Kadir Has Üstün Başarı Ödülü’ne değer görüldü. 2021 yılında İngiliz akademisi tarafından Onur Üyesi unvanına layık görülmüştür.


Kaynakça

spot_img
Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.

1 Yorum

  1. Böyle verimli ve akademik düzeyde nitelikli bir çalışmayı tebrik ederim. Tarihçi literatürü hakkında kapsamlı bir inceleme olmuş. Özgün çalışmalarınızın devamını bekleriz…

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.