Van Gogh’un Ayçiçekleri Ne Anlatıyor?

spot_img

“Bugün Van Gogh, ona yemek vermeyecek restoranların duvarlarını, onu akıl hastanesine kapatacak doktorların muayenehanelerini ve onu hapse tıktıracak avukatların yazıhanelerini süslüyor.”  Eduardo Galeano

Hollandalı post-Empresyonist ressam Vincent van Gogh; eserlerinde güzelliği, duygusu ve rengiyle dikkat çeken 20. yüzyıl sanatını oldukça etkileyen eşsiz bir sanatçıydı. Van Gogh’un eserleri; yoğun yüklü cesur ve dramatik fırça darbeleri göz kamaştırıcı, zengin paletleriyle kendi kişiliğini boyada canlandırmış olduğunu gösterdi. Kalıcı çekiciliği benzersiz görsel estetiğinde yatan Van Gogh’un insanın ve doğanın altında yatan maneviyatı ortaya çıkarma arzusu, konunun basit görünümünden çok daha fazlasını ifade eden yaratıcı eserlerin yanı sıra teknik ve içerik karışımıyla sonuçlandı. Vincent, 37 senelik yaşamında akıl hastalığı ile mücadele etti ve yoksul bir hayat sürdü. Yaşamı boyunca yalnızca bir sanat eseri satmış olan ve neredeyse hiç tanınmayan Van Gogh günümüzde dünyanın en ünlü sanatçılarından biri olarak kabul ediliyor.

Vincent van Gogh Victor Morin Artiste Photo 1886

 

Van Gogh’un Ayçiçekleri

Van Gogh’un Yıldızlı Gece (Starry Night) veya Kafe Terasta Gece (Café Terrace at Night) gibi ünlü eserlerinin arasında ister bir vazoya yerleştirilmiş isterse de bir ayçiçeği tarlasında tasvir edilmiş olsun ayçiçekleri ile dolu bir dizi ünlü natürmorta kuşkusuz denk gelmişsinizdir. Bu içerikte Van Gogh’u sarılarla ve ayçiçekleriyle dolu benzersiz tabloları resmetmeye iten nedenleri keşfetmeye çalışacağız.

Van Gogh 1886’da Renoir, Toulouse-Lautrec, Pissarro ve Gauguin de dahil olmak üzere birçok sanatçıyla tanıştığı Paris’e taşındığında izlenimcilerin renkli, cesur paletlerine parlak ve zıt renklerine maruz kaldı. Zamanla, nesnelere ve sembolizme önemle ilgilenen Post-emprestyonistlerden daha çok etkilenecek olsa da izlenimcilerin etkisi Van Gogh’un renk kullanımını değiştirdi. Çalışmalarına daha fazla renk katmak isteyen Vincent, karışmamış renkler denemeye başladı. Başlangıçta çiçekli natürmortlar (bir örneği Vase with Chinese Asters and Gladioli) yaptı, farklı çiçeklerle çalıştıktan sonra belirli bir çiçek olarak ayçiçeğini seçti. Bu noktadan sonra Van Gogh’un yağlı boya tablolarında birçok ayçiçeği görünmeye başladı.

Vase with Chinese Asters and Gladioli 1886

Ayçiçekleri ve sarı kimi yorumculara göre ressamın engellenen hayatında bir mutluluk amblemini ve onu karanlıktan çekip çıkaracak umut anını temsil etti. Küçük ve ince noktalardan kalın vuruşlara kadar etkileyici bir dizi teknik kullanarak yedi farklı versiyonunu yaptığı ayçiçekleri aynı zamanda Hollanda edebiyatında bağlılık ve sadakatin sembolü olmasının yanı sıra çürümenin çeşitli aşamalarında yaşam- ölüm döngüsünü hatırlatıyordu. Van Gogh ayçiçeği tablolarında yeşilin yanı sıra sarının farklı tonlarını kullandı. Bu kadar sınırlı bir renk yelpazesiyle net bir konu ve yorumla bir tablo oluşturmak zordu ancak sanatçı, çok uzaklardan tanınabilen ve dünyanın her yerindeki insanlara enerji veren ayçiçeği tabloları yaratmayı başardı.

Ayçiçeklerinin ressamı olarak bilinmek isteyen, onları tamamen kucaklayan ilk ressamlardan Van Gogh bu sevgisinde yalnız değildi Claude Monet ve Allen Ginsberg de bu motifi kullanan tanınmış sanatçı ve şairler arasındaydı. Vincent, Roses and Sunflowers (1886) ve Allotment with Sunflower (1887) gibi bazı bağımsız eserlerinde tamamen çiçeklere odaklanmasa da bu tablolarda çiçekler natürmort veya senaryonun bir başlangıç parçası olarak değerlendirildi. 1887 yazının sonlarına doğru Van Gogh, Paris serisinde görüleceği gibi resimlerini ayçiçeği çalışmalarına adadı ve ayçiçeklerine birçok resimde başrol verdi.

Roses and Sunflowers 1886
Allotment with Sunflower 1887

Van Gogh ayçiçeklerini resmetmekten o kadar zevk aldı ki bu çiçekler neredeyse sanatçının imzası gibi işlev gördü. Ocak 1889’da Theo’ya diğer sanatçılar şakayık ve gülhatmi gibi belirli çiçekleri boyamalarıyla tanınırken “ayçiçeği benimdir.” dedi. Ulusal Galeri’de 1800 sonrası resimlerin küratörü Christopher Riopelle, bu durumu ”Van Gogh, ayçiçeklerinin kendi yapabileceği benzersiz bir rezonans motifi olduğunu erken fark etti” cümlesiyle açıkladı. Van Gogh’un ayçiçeği çalışmaları Paris Ayçiçekleri ve Arles Ayçiçekleri olmak üzere iki seriyle sonuçlandı. Sanatçı, 1888 ve 1889 yılları arasında Arles’da ikamet ederken yaptığı yedi tuval ve 1887’de Paris’te kardeşini ziyaret ederken ürettiği beş tuval olmak üzere 12’lik bir koleksiyon üretti.

Paris Ayçiçekleri

Van Gogh Sunflowers olarak adlandırılan iki tuval, Sunflowers Gone to Seed (1887) adlı yağlı boya çalışması ve Four Withered Sunflowers (1887) olmak üzere Paris’te dört ayçiçeği natürmortu üretti. Bunların hepsi Van Gogh’un daha önce manzaralarında ve natürmortlarında ayçiçeklerine yer vermiş olmasına rağmen ayçiçeklerinden başka hiçbir şey içermeyen ilk eserleridir.

Four Withered Sunflowers 1887
Sunflowers 1887

Tablolar, başlarının ve saplarının hassas detaylarını vurgulayan Van Gogh’un renk tonu ve hareketle keşfetmesini sağlayan bir zemin veya masa üzerinde kesilmiş çiçekler sergiler ve duygu tuvalden yayılır. Çiçeklerin yüzeye saçılmış halde iki veya dört kişilik gruplar halinde olması sanatçının Paris serisini, bir vazoda bolca yerleştirildiği Arles serisinden ayırır.

Arles Ayçiçekleri

Van Gogh, Fransa’nın güneyindeki Arles’a geldiğinde eserlerine sarı renkleri enjekte ettiği yaratıcı bir çağa başladı. Günde iki ya da üç tuval olmak üzere amansız bir hızla resmedilen Arles tuvallerinin her biri bir şekilde psikolojik bir otoportre, umut ve güzellik vizyonunda bir mesajdı. Sanatçının Arles’ta sarı rengi çok fazla kullanma durumu açıklamak için çok fazla absent ya da digitalis içtiği iddia edilir. 22 Ağustos 1888’de Theo’ya şunları yazdı: “Gulaş yiyen bir Marsilya’nın coşkusuyla yaratıyorum, bu da muazzam ayçiçekleri boyamaya gelince sizi şaşırtmayacak.” 

Sol Three Sunflowers 1888 Sağ Sunflowers 1888 artincontextorg

Taze coşkunun etkisiyle Van Gogh, çiçekleri birkaç sarı tonunda boyayarak belirli bir rengin birden çok varyasyonunu içeren ve zarafet kaybı olmadan bir kompozisyon üretmenin mümkün olduğunu kanıtladı. Renk düzeni ve aranjmandaki farklılıklarına rağmen her iki seri de sanatçının kısa kariyeri boyunca sürdürdüğü çiçek sevgisini vurgular.

Sol Sunflowers 1888 Collectie Neue Pinakothek München Sağ Sunflowers 1888 Collectie National Gallery Londen

Arles Ayçiçeklerinden ikisi aslında başka bir dizinin parçasıydı. Vincent, Ayçiçekleri’nin iki versiyonunu, Woman Rocking a Cradle (1889) ile birleştirmek istedi. İki ayçiçeği tablosu portrenin renklerini yoğunlaştıracak ve üç tablo birlikte bir triptik oluşturacaktı. Vincent, üçlünün bir bütün olarak minnettarlığı simgelediğini düşündü.

Woman Rocking a Cradle 1889

Bir mektupta, Van Gogh düzenlemelerini anlattı ve kısa bir yazılı açıklamayı aceleci bir çizimle artırdı. “Onları bu şekilde konumlandırırsanız, ortadaki Woman Rocking a Cradle ve soldaki ve sağdaki iki ayçiçeği resmiyle, bir tür triptik üretir”diye açıkladı. “Ve sonra, yakındaki sarı kanatlarla, alnın turuncu ve sarı tonları parlaklık kazanacak.” 

Van Goghun mektup taslağı

Van Gogh, ünlü ayçiçekleri serisini yarattığı Fransa’da Gauguin’den kendisine katılmasını istedi ancak çabucak çatıştılar ve bir akşam Van Gogh Gauguin’i bir bıçakla karşı karşıya getirdi. Daha sonra suçluluk duygusundan kendi kulağının bir kısmını kopardı. Bu, Van Gogh’u tüm hayatı boyunca rahatsız edecek psikolojik sağlık sorunlarının ilk ciddi göstergesiydi. Psikiyatri koğuşlarında zaman geçirdi ve hareketsizlik, üzüntü ve muazzam sanatsal faaliyet aşamaları arasında gidip geldi. Van Gogh, 27 Temmuz 1890’da çaresizlik içindeyken kendini öldürdüğünde arkadaşları cenazesine yanlarında ayçiçekleri getirdi.

Ayçiçekleri, umduğu gibi Vincent ile eş anlamlı hale geldi. Leo Jansen’a göre ayçiçekleri sanatçının yaşamının ilgi çekici öyküsü ve resimlerin değeriyle birleştiğinde karşı konulmaz oldu: “Ayçiçekleri, bir yandan güzelliklerinin, duygusal etkilerinin ve insanlık durumunun bir dokunuşunun, diğer yandan halkın şöhret, para ve efsaneye olan hayranlığının bir birleşimidir. Orada herkes için bir şeyler var.”

 

Kaynaklar

What You Need to Know About Van Gogh’s Sunflowers, Van Gogh Museum
vangoghmuseum.nl/en/art-and-stories/stories/5-things-you-need-to-know-about-van-goghs-sunflowers

Vincent van Gogh Sunflowers – Admiring Van Gogh’s Flower Paintings, Art in Context
artincontext.org/vincent-van-gogh-sunflowers/

Van Gogh’s Sunflowers: The unknown history, BBC Culture
bbc.com/culture/article/20140120-van-goghs-flower-power

Sunflowers: Symbols of happiness, The National Gallery
nationalgallery.org.uk/paintings/learn-about-art/paintings-in-depth/sunflowers-symbols-of-happiness?viewPage=1

Görseller: wikimedia, xtrlarge.com
Kapak illüstrasyonu: thepgher.com

spot_img
Asya Yüce
Asya Yüce
neşesi yeter!

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.