Victoria Dönemi Edebiyatı, kraliçenin tahta geçtiği tarih olan 1837’de başlamış ve 1901’de kraliçenin ölümüyle bitmiştir. Victoria Dönemi, İngiliz edebiyatında Rönesans ve Modern dönem arasında köprü görevi görür. Kraliçe Victoria’nın ölümünden sonra çağın etkisi devam etmiştir. Bu yazımızda 19.yüzyılın genel özelliklerini, kraliçenin yaşamını ve edebiyata etkisini, dönemin en yaygın edebi türlerini, çağa damga vuran yazarlarını ele alacağız.
Kraliçe Victoria Kimdir ?

Kraliçe Alexandrina Victoria, 1819’da Kensington Sarayı’nda doğar. Kent ve Strathern Dükü Prens Edward ve Saxe-Coburg-Saalfed Prensesi Victoria’nın kızıdır. Victoria tahta 1837’de, amcalarının hayatta kalan çocuğu olmadığı için on sekiz yaşında genç bir kadın olarak geçer ve 1901’e kadar Büyük Britanya ve İrlanda’nın kraliçesi olarak kalır. Kendinden önceki hükümdarlardan daha uzun saltanatta kalarak altmış üç yıl hüküm sürer. Victoria, 1840’da Saxe-Coburg hanedanından kuzeni Prens Albert‘la evlenir fakat Albert kırk iki yaşında hayata gözlerini yumar. Eşinin ölümü, kraliçeyi derinden etkilemiştir ve yaşamının sonuna kadar eşinin yasını tutmuştur. Siyah renginin yas rengi olarak kabul edilmesi, Kraliçe Victoria’nın Prens Albert’ın ölümünden sonra sadece siyah renk giymesinden dolayı olduğu söylenir.
Kraliçe Victoria aile yapısına ve ahlak kurallarına çok önem veren bir insan olarak bilinir. Hükümdarlığı boyunca etik bağlamında çok katı kurallar koymuştur. İngiltere’nin ahlaki anlamda geliştiği ve aynı zamanda kuralların insanlara empoze edildiği bir dönemdir. Bugünkü görgü kurallarının temeli atılmıştır. Victoria Çağı ekonomik ve siyasal anlamda bir yükseliş olarak kabul ediliyorken toplumsal yozlaşma anlamında bir çöküştür. 19.yüzyıl sonlarına doğru neredeyse dünya nüfusunun dörtte biri İngiltere’nin hakimiyeti altında kalır. Bu sömürge gücünden dolayı üzerinde güneş batmayan ülke olarak adlandırılmıştır.
19.Yüzyıl İngilteresi: Çelişkiler Yumağı

19.yüzyıl, Avrupa’da çok büyük gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir. Ekonomik, siyasal, sosyal açıdan gelişmiş sayılabilecek bir ülke olan İngiltere, Sanayi Devrimi ile birlikte dönemindeki çoğu ülkeden daha iyi durumdadır. Sanayi Devrimi, 18.yüzyıl ile 19.yüzyıl arasında gerçekleşen, buhar ve makine alanında gelişmelerin yaşandığı önemli bir dönem olarak bilinir ve İngiltere’de ortaya çıkmıştır. İnsan gücünün yerini makineler almaya başlamıştır ve dönemin ekonomik, siyasal ve toplumsal değişimlerinin oluşmasına zemin hazırlanmıştır.
Çelişkiler yumağı olarak adlandırılmasının sebebi, bu toplumsal olayın birçok olumlu ve olumsuz etkisinin olmasıdır. Artan nüfusla birlikte iş bulmak amacıyla köyden kente göç başlamıştır ve bu da aşırı kentleşmeye yol açmıştır. Çocuklar işçi olarak çalıştırılmaya başlanmış ve birçok ölümü beraberinde getirmiştir. Çok fazla insan gücüne ihtiyaç olduğundan dolayı işçilerin kötü şartlarda çalışması, orta sınıf insanların düşük yaşam standartlarına sahip olması ve fabrikalardan dolayı oluşan çevre kirlilikleri gibi olumsuz etkiler söz konusudur.
Victoria Çağı’nın İkiyüzlülüğü

Peki Victoria Çağı insanları nasıldır? Victoria Çağı insanları, saygıdeğer görünmek için ikiyüzlü davranmışlardır. Üst tabakadan insanlar kendi ülkelerinin bu durumlarından çok hoşnuttur. Ülkenin toplumsal yapısındaki değişiklikler, toplumsal eşitsizlikler, kötü yaşam standartları, üst tabaka insanlarını ilgilendirmez. Zenginler zenginleşiyorken yoksullar yoksullaşır. Orta sınıfın yükselişi önemli konudur çünkü dönemin tüm olayları orta sınıfın varlığı ve yükselişi sayesinde olmuştur. Bu yükseliş, İngiltere’nin nüfusunda çok büyük bir artışa neden olur. Bu da beraberinde sanayileşme ve köyden kente göçe sebep olur ve 19.yüzyıl İngilteresi’ni ortaya çıkarmıştır. İkiyüzlülük kavramı, dönem yazarlarının eserlerinin çoğunda ana tema olarak işlenmiştir.
Victoria Dönemi Edebiyatı

Victoria Dönemi edebiyatı, ülke içindeki siyasal ve sosyal olayların etkisinde kalarak gelişmiştir. Çağın yazarları ve düşünürleri, kendi çağının yozlaşmışlıklarını ele alarak eserler ortaya çıkarmıştır. Dönem genel olarak zıtlıklarla doludur. Kentler açlıktan ölmek üzere olan insanlarla doluyken aynı zamanda sanayiyle birlikte de ekonomik ve sosyal anlamda da büyük gelişmeler yaşanır. Katı kuralların empoze edilmesi sonucunda aile ve toplum yapısında bozulmalar yaşanmaktadır. Sanayileşmeyle birlikte zengin kesimin yaşam standartları artarken iş gücü kaynağı olan yoksul kesimin bulunduğu kötü koşullar yazarlarca kaleme alınmıştır.
Yaşanan dengesizlikler, en önemli Victoria Çağı yazarlarını etkilemiş ve hâlâ günümüzde okunmaya devam eden kitaplar haline gelmiştir. Bu kitaplar sosyal içerikli, genellikle sade bir dille yazılan ve her kesimden insanın okuyabileceği türden kitaplardır. Her ne kadar bu çağ Robert Browning, Alfred Tennyson, Elizabeth Barret Browning, Christina Rosetti gibi önemli şairler ortaya çıkartsa da, Victoria Çağı’nın en önemli edebi türü roman olarak kabul edilmiştir. Şiir ve drama, insanların duygularına hitap eden ve keyifle okunan türlerdir fakat roman, insanların kendilerini ifade edebileceği bir tür olarak hem yazarlar için hem o dönemdeki okuyucular için çok ilgi çeken bir türdür. İnsanlar bu sıkıntılı dönemleri, kendi durumlarını anlayan yazarların yazdığı eserleri okuyarak atlatmaya çalışır.
İngiltere’de bu dönemde okuma yazma bilenlerin, özellikle daha önce eğitim görmüş kadınların sayısının artmasıyla romana olan ilgi de artmıştır. Bu ilginin artması, romanın bu dönemde yaygınlaştırmasını da kolaylaştırmıştır. Aile bireyleri genellikle akşamları oturup bir kişinin kitap okumasını dinlermiş. İnsanlar, Charles Dickens gibi ünlü yazarların yapıtlarını dinlemek için parayla bilet alarak tiyatro salonlarına gidermiş. Şimdi bazı önemli yazarlardan bahsedelim.
Charles Dickens

1820-1870 yılları arasında yaşayan İngiliz yazar Dickens, sekiz çocuklu bir ailenin oğludur. Babası devlet memurluğu yapar fakat para konusunda beceriksiz sayılabilecek bir adamdır. Bu yüzden ailesine maddi sıkıntılar yaşatmıştır. Babası, borçlarından ötürü hapse girince Dickens’da küçük yaşta işe başlamak zorunda kalır. Para kazanmak için ayak işleri yapar. Daha sonra yazısı güzel olduğundan dolayı katiplik yapmaya başlar. Yazarımızın yaşadıkları, düzgün bir eğitim almamasına karşın onu edebi anlamda geliştirmiştir. Daha çok romanlarıyla bilinse de kısa öykü ve makaleler de yazmıştır. Romanlarında gerçekçilik ön plandadır ve sosyal içerikli romanlar yazar.
Çoğu Victoria Dönemi yazarları gibi romanlarında İngiltere’nin sosyal ve ekonomik sorunlarını gerçekçi bir dille okuyucuya aktarmıştır. Topluma dair eleştirilerinin iğneleyici ve mizahi bir tonda yapmıştır. Dickens’ın olgunluk dönemi romanları en önemli romanlarının yazıldığı dönem olarak bilinir. Genel olarak romanlarının özellikleri gerçekçi, iyi bir kurgu üzerine kurulmuş ve bir o kadar da karmaşıktır. En bilinen romanları; bir çocuk işçi olan ve dünyayı onların bakış açısından görmemizi sağlayan Oliver Twist, 19.yüzyıl İngilteresi’ni ve köy yaşamını, köylü-şehirli arasındaki farkı anlatan Büyük Umutlar, ilk romanı olan Bay Picwick’in Maceraları, Bir Noel Şarkısı, Nicholas Nickelby, David Copperfield, Zor Yıllar, İki Şehrin Hikâyesi gibi dönemine damga vuran eserlerdir.
Thomas Hardy

Thomas Hardy, 1840 yılında İngiltere’nin güneyinde bulunan Dorset kentinde dünyaya gelmiş İngiliz roman yazarı ve şairdir. Babası yapı ustası, annesi ise aşçılık ve hizmetçilik yapan bir kadındır. Thomas, taşra hayatını yaşar ve eserleri de genellikle kırsaldaki yaşamı konu alan eserlerdir. Eğitim hayatına köydeki okullarla başlayan Hardy, on altı yaşında babasının mesleğini sürdürmesi için okuldan alınır. Çıraklıktan sonra eğitimini tamamlayıp yirmi bir yaşında mimar olmaya hak kazanır ve Londra’ya gider.
İçindeki edebiyat sevgisi onu rahat bırakmaz. Kendisini edebiyata adar ve mimarlık yaparken aynı zamanda Fransızca ve Almanca öğrenir. Edebiyat ile ilgili herhangi bir eğitim almamış olmasına rağmenkendi kendini eğitmesi; onu çağının en önemli yazarlarından biri yapmıştır. Hardy, eserlerinde değişen kırsal yaşamını betimlemiştir. Eski gelenek ve göreneklerin yerini, geçinme kaygısı almıştır. Büyük tarla sahipleri, sanayileşmenin etkisiyle tarım makinelerini satın alarak zenginleşmeye başlamışken geçinmeye çalışan kesim ise ellerindeki tarlaları kaybetmeye başlar ve köyden kente göçe zorlanırlar. Hardy ise kendi yaşadığı olayları eserlerine yansıtmıştır.
Hardy, Victoria Çağı’nın son romancısıdır ve bizim çağımızın da ilk romancısı sayılabilir. Victoria Çağı’nın özelliklerini eserlerinde görsek de, onu bu çağdan ayıran birçok özellik vardır. Bunlardan biri Victoria Çağı’nın yazarlarının mihenk taşı olan gerçekçiliğe sıkı sıkıya bağlı kalmamasıdır. Hardy, gerçekçiliğin bir sanat olmadığını, romanın kişilerini ele alırken başvurduğunu söyler. İlk eseri Yoksul Adam ve Hanımefendi, yayınevi tarafından dönemin önemli bir yazarı George Meredith‘e okutulur ve Meredith bu romanın yayımlanması durumunda, Hardy’nin ömrünün sonuna kadar hiçbir kitabının yayımlanmayacağını söyler. Hardy bunun üzerine yayımlanmasından vazgeçmiştir. Yayımlanan ilk romanı Umutsuz Çarelerdir. Daha sonra Yeşil Ağacın Altında, Çılgın Kalabalıktan Uzak, Tess, Karanlık Jude gibi daha birçok eseri, dünya edebiyatına ve İngiliz edebiyatına kazandırmıştır.
Kaynakça:
McDowall, David. “An Illustrated History of Britain”. Edinburgh Gate,Harlow:Longman publishing,1989.
Urgan, Mina.“İngiliz Edebiyatı Tarihi”. İstanbul:Yapı Kredi Yayınları,1915.
Victoria. Britannica. Web.22.01.2025
Prince Albert. Royal UK. Web.22.01.2025
19TH Century British History. Gale. Web.22.01.2025
Victorian Britain: A Brief History. Historical Association. Web.22.01.2025