Vikingler ve kültürleri, Vikinglerin ilk hâkimiyet günlerinden beri hayatımızın içinde. İskandinav kültürü ve mitolojisi, Thor gibi süper kahramanlarla popüler kültüre nüfuz ediyor; Attack on Titan gibi anime dizileri ise hikaye konusu olarak İskandinav mitolojisini kullanıyor. Viking tarihi ve sanatı bir anlamda destansı temaları temsil ediyor. Vikingler keşiflerinden ve bilinen dünyada hüküm sürdüklerinden beri geçen yüzyıllar boyunca akademisyenlerin, çizgi roman meraklılarının ve genel olarak her yaştan insanın ilgisini sürekli topladı. Tarih sahnelerindeki rolleri ne olursa olsun, Vikingler arkalarınca kalıcı bir etki bıraktı.

Vikinglerin Kısa Tarihi
Vikingler yaklaşık MS 793-1066 yılları arasında aktifti. Viking Çağı, Avrupa (Kuzey Avrupa ve İskandinav) tarihinde Alman Demir Çağı’nı (MS 400-800) izleyen bir dönemdi. Bu dönemde İskandinavlar ticaret, baskınlar, sömürgeleştirme ve fetih için Avrupa’yı denizleri ve nehirleri ile keşfetti. Çevrelerindeki dünyayla etkileşimlerinin Kıta Avrupası ve Britanya’nın etnolojik ve siyasi tarihini büyük ölçüde değiştirdiğini söylemek doğrudur.
“Viking” terimi, İskandinav dilinin ilk dönemlerinde “korsan” kelimesinden gelmekteydi. Vikingler Kuzey Avrupa yarımadasından geldiği için bu terim her dilde ve kültürde farklı anlamlar kazandı. Ancak bugün bildiğimiz “Viking” terimi, Vikinglerin fetih ve sömürgeleştirme yolunda ilerledikleri 8. yüzyıldan 11. yüzyıla kadar olan zaman diliminden kaynaklanmaktadır.
Benzersiz tarihinin bir uzantısı olarak Viking sanatı, hayranlık uyandıran bir yapıya sahiptir.
Asırlık Eserlerin Korunması ve Restorasyonu
Oslo’daki Kültür Tarihi müzesi, daha önce denizde kullanılmış, ancak daha sonra sahiplerinin cenazesi olarak kullanılmak üzere karaya geri dönen uzun Viking gemileri ve eserlerinin korunmuş ve restore edilmiş birkaç örneğine sahiptir. Tam ölçekli restorasyonlardan, geminin yalnızca yeniden birleştirilen kısımlarına kadar uzanan müze, üç ana gemiyi sergiliyor. Bu gemiler, büyük olasılıkla Vikinglerin bilinmeyen dünyanın keşfi ve kolonizasyonu için başkalarıyla yarışmaya çalıştığı Keşif Çağı’ndan yüzyıllar önce birden fazla kıtaya ulaşmalarına izin veren geniş deniz teknolojisinin bir parçasıydı.

Gokstad Gemisi
Gokstad Gemisi, şimdi görünüşte daha az tehdit oluştursa da, yelken açtığında denizleri seyretmek için bir ürpertici bir manzara olurdu. Keşfedildikten sonra, arkeologlar geminin yanlarına bağlı 32 kalkan buldular. Yaklaşık 5 metre eninde ve 23 metre uzunluğunda olan Gokstad, 34 kişiyi taşıyabiliyordu.
Bilim adamları, mezar soyguncularının cenazedeki eşyaların çoğunu aldığına inanıyor; çoğu eksik olsa da, cenazenin niteliğini ve ölen kişinin statüsünü değerlendirmek için hala çok şey vardı. Mutfak eşyaları ve 64 kalkan arasında demir, kurşun ve yaldızlı bronzdan yapılmış boynuzlu, balık kancaları ve koşum takımlarının bulunduğu bir oyun tahtası, altı yatak, bir çadır, bir kızak ve üç küçük tekne vardı. Zamanın komşu kültürlerindeki diğer gömüler gibi, burada da arkeologlar da at ve köpeklerden egzotik tavus kuşuna kadar çeşitli hayvanların Viking kültüründe er aldığını keşfettiler.

Tune Gemisi
Gokstad gemisi ve Oseberg gemisinde olduğu gibi, Tune’de de çeşitli öğelerin ölen kişiyle birlikte gömüldüğüne inanılıyor: atlar, silahlar ve eyer gibi faydalı öğeler bu gemide belgelenmiştir. Tune 1867’de keşfedildiğinden, henüz modern arkeoloji tekniklerinin kullanılamamasıyla beraber belgelenen veya bulunanların çoğu müzeye dönüştürülemedi ve onu yalnızca keşfedilen ilk Viking gemisi olarak bıraktı.

Oseberg Gemisi
Hem bir yelkenli olan, hem de kürek çekmek için kullanılan Oseberg gemisinin otuz kişilik kürekçi kapasitesi bulunmaktaydı. 9. yüzyılın başındaki bu özel geminin süslü dekorasyonu, bilim adamlarını geminin daha aristokrat statüsüne sahip biri için ayrıldığına inanmaya yönlendiriyor. Geminin her iki ucundaki sarmal yılan kafalarından, meşe ve çam gemisinin kenarlarını süsleyen hayvan tasarımlarına kadar hiçbir ayrıntıdan kaçınılmamış. Oseberg gemisi bir mezar olarak iki soylu kadını taşımıştı.
Barbar Mıydılar?
Vikinglerin gerçek sanat yapıtlarına baktığımızda özellikle tokalar, kılıçlar veya gemiler gibi faydalı parçalar nedeniyle “barbar” ünvanını kazanmadıklarını görmek oldukça kolaydır. Dahası, onların denizlere ve talan ettikleri yerlere olan kaba güçleri ve hakimiyetlerinden kaynaklanmaktaydı. Ancak, onların sanat çalışmalarına dayanarak gidersek, yalnızca yağmacı “barbar”lar olduğuna inanmamızı sağlayamayacak kadar çok daha ilerici olduklarını düşünebiliriz.
Aşağıda gösterilen oval broş sadece 11,4 x 7,5 x 4,3 x 11,4 cm boyutlarındadır; Viking topluluğundaki kadınlar için bir giysi tutturucu olarak kullanılacak kadar büyük. Metal işleri ve bakır departmanında sınıflandırılan broşun ön tarafını süsleyen hayvan başları, başlangıçta bazı altın işlerle kaplıydı (altın, Viking kültüründe gümüş kadar yaygın olmasa da mevcuttur).

Aşağıda gösterilen kılıç Langeid, Norveç’te keşfedildi. 91 cm uzunluğundaki bu büyük ölçüde korunmuş kılıç, yıllar içinde bulunan binlerce kılıçtan biridir. Bu kılıcı benzersiz kılan şey, kabzası ve kulpundaki mistik sembollerdir. Sembol süslemeleri Langeid’in daha önce bilinen çok az veya hiç süslemenin olmadığı diğer örneklerden farkını ortaya koyar. Bu kılıcın üzerindeki semboller Hristiyanlıkla ve harfleri Latin Avrupa Kültürü ile ilişkilendirilebilir. Ancak müze, her şeyin gerçek anlamını henüz netleştirmedi.

Kaynakça :
https://en.wikipedia.org/wiki/Vikings
https://penelope.uchicago.edu/~grout/encyclopaedia_romana/britannia/anglo-saxon/maldon/gokstad.html
https://bavipower.com/blogs/bavipower-viking-blog/viking-tune-ship-the-very-first-viking-ship-found
https://www.khm.uio.no/english/research/collections/objects/the-ornate-sword-from-langeid.html