Vivian Maier’in Peşinde, 2013 yapımı John Maloof ve Charlie Siskel tarafından üretilmiş bir belgesel. John Maloof, Vivian Maier’in gizli kalmış sanatını şans eseri müzayedede satın aldığı kutularda bulur ve onu açığa çıkarmaya kararlıdır. Belgesel boyunca bir yandan Vivian’ın hayatını keşfederken bir yandan da tanınırlığa kavuşamadan ölmüş bir sanatçının müzelere kabul ettirilme mücadelesini ve insanların sanatı takdir etme hikâyesini izliyoruz.

Dönem dönem Fransız kasabalarından Saint-Julien’de yaşamış, Avustralya asıllı ve New York doğumlu sanatçı Vivian hayatını dadılık yaparak kazanmıştı. Para kazanmak için fabrikada çalışmayı deneyen Vivian, kapalı alanda kalmak istemediğini fark etmiş ve çocuklarla ilgilenirken boynundan çıkarmadığı kamerasını daha fazla kullanabileceği bir mesleğe yönelmişti.
Belgesel boyunca yanında çalıştığı ailelerden dinlediğimiz Vivian belli çizgilerin dışında yaşamış, dünyaya sanatçı gözüyle bakabilmiş ve istediği gibi yaşamış bir kadın olarak anlatılıyor. Yüz binlerce fotoğraf çekmiş olan bu sanatçı, fotoğraflarını kimseye göstermeme kararlılığı sayesinde çok önem verdiği gizliliğini her zaman korumuş. Kimi zaman adını söylemeyen ya da söylediğinde farklı bir isim söyleyen Vivian’ı sanat dünyasına tanıtan John Maloof ise kimi zaman Maier’in bunu asla istemeyeceğini düşündüğünü ifade ediyor.
Ne var ki Fransa’da bulunan bir fotoğrafçıyla olan tek bir mektubu, fotoğraflarını paylaşabileceği bir alan olmadığı için paylaşmadığını düşündürüyor. Özellikle yaşlılık döneminde maddi zorluklarla mücadele eden Vivian için arkadaşlarından birinin dediği “Bu ün on sene önce gelseydi onun için çok daha iyi olurdu.” anlam kazanıyor. Yirminci yüzyılın ikinci yarısının en önemli sokak fotoğrafçılarından olarak anılan Vivian, yaşarken sanatını geçim kaynağı olarak kullanamamış ve bunun tercih meselesi mi yoksa sanat dünyasının bu kendi kurallarıyla yaşayan Fransız aksanlı kadını kabul etmediğinden mi emin olamıyoruz.

Sokaktan Gelen İlham
Vivian boynunda kamerasıyla sokaklar boyunca yürür ve dikkatini çeken şeyleri fotoğraflardı. Belgeselde işverenlerinin açıkça Vivian ile aralarında sorun yarattığını belirttiği gazete biriktirme alışkanlığı Vivian için ayrıca bir ilham kaynağıydı denebilir. Gazetelerdeki sıra dışı ve insanı ürküten haberlere daha çok ilgi duyar, gündelik olayların haberleriyle ilgilenmezdi. Büyük bir aidiyet duygusuyla bağlandığı gazeteleri çok sevdiği bir ailenin yanından kovulmasına bile neden olmuştu.
Çöp kovalarından, insan manzaralarına, New York binalarından, dünya turuna çıktığında gezdiği Hindistan sokaklarına kadar ilgisini çeken her şeyi büyük bir hassasiyetle çekmişti Vivian. Kimi zaman fotoğraflarını bastırabilse de birçoğunu da fotoğrafını yıkatamamıştı. John Maloof sayesinde Vivian’ın bile hiç görmediği fotoğrafları sanat dünyasıyla buluştu ve bu eserler büyük ses getirdi.


Fotoğraf Kareleriyle Hayat
Maier’in sanatı hayatın brçok farklı yönünü kavramış, hayatı trajedisiyle ve mizahi ögeleriyle tanıyan birisinin sanatı olararak görülür. Sokaktaki sanatı bulup çıkaran sanatçı, bilinen bir fotoğrafçılık eğitimi almamasına rağmen dönemindeki ünlü sokak fotoğrafçılarının işlerini takip ederek ve sürekli fotoğraf çekerek kendini yıllar içinde geliştirmişti. Sokakta gördüklerini farklı açılardan görmeye çalışan ve nerede bir kargaşa görse fotoğraflamaya değer bir olay olduğunu düşünmekteydi Maier. Günlük hayatın sanatını yakalamayı bilmiş ve insanları ana öge olarak bu kargaşanın içinde ustalıkla merkezileştirmişti.



Aktör Tim Roth’un satın aldığı aşağıdaki fotoğraf hakkında söylediği “Bu karede yoksulluk ve sefalet var. Ama her şeye rağmen mutluluk da var.” Vivian’ın eserlerinin saydamlığını ve sokağı nasıl doğrudan aktardığının kanıtı niteliğinde.

Vivian Maier Etkisi
Hiç kimsenin görmediği yüz binlerce fotoğrafı olan Vivian günümüzde birçok sanatçı için ilham olabilecek bir hikâyeye sahip. Sanatını kimsenin görmediği, takdir etmediği bir ortamda hayatının sonuna kadar keşfedilmemiş olduğunu bile bile sanatını icra etmeyi sürdürdü. Bazı fotoğrafçılar bunun için Vivian Maier Etkisi (Vivian Maier Etkisi) dedikleri bir kavram oluşturdular. Buna göre sanatçının sanatını kimseyle paylaşılmayıp kendisine özel tutulması sanatını derinden etkiliyordu. Beğenilme kaygısına düşmeden yalnızca kendini ifade etmesi için güvenilir bir yol olarak görülen bu yol sanatın en başta neden yapıldığına dair de bir çok soru barındırıyor.

Keşfedildikten Sonra Yazılan Biyografisiyle;
Vivian’ın sanatını keşfetmeye başladıkça John Maloof, bu sanatçının hikâyesini öğrenmek için araştırma yapmaya başlar. Maloof sanatçının hayatının belli noktalarında onu tanımış, onunla çalışmış ailelerle yaptığı röportajlar sayesinde onu tanımaya çalışır. Belgesel boyunca Vivian’ın uzun boyu, asker gibi yürüyüşü, istekleri ve sınırları konusunda geri adım atmayan hâli ‘erkek gibi‘ yakıştırmalarına sebep olmuş. Eşyalarını, belgelerini, gazetelerini biriktiren Vivian çalıştığı evlerde odasına girilmesine asla izin vermez, eşyaları karıştırılmış mı anlamak için belli açılarda yerleştirirdi. Kimi zaman bakıcılık yaptığı çocuklarla yaşadığı sorunlar ve şiddet iddiaları da söz konusu. Onun çoğu zaman paranoyak olan gizemli karakterinin girift yapısını bilen kişilerse kolay bir hayat yaşamadığının ve yüksek ihtimalle genç yaşında bir istismarın mağduru olduğu düşüncesinde. Hiç evlenmeyen ve çocuk sahibi olmayan Vivian, hayatının son zamanlarında fakirlik içinde mahallesindeki deniz kenarına yaptığı ziyaretlerle biliniyordu. John Maloof’un sanatını ve onu keşfetmeye başlamasından günler önce bir gün yine deniz kenarındaki bankta otururken fenalaşan Vivian, 2009’da hayata veda eder.

Sık sık Vivian’ın eserlerini gördüğümüz bu belgesel, hem onun hikâyesini anlamak hem de sanata ve sanatçılığa farklı bir bakış açısı kazanmak için izlenmesi gerekenlerden.
Buradan fragmana ulaşabilirsiniz:
Kaynakça:
Kilbee, A. (9 Haziran 2023). The Biggest Lie Social Media Feeds Photographers [Video]. YouTube. https://www.youtube.com/watch?v=PndV7QfWKTI
findingvivianmaier.com/
WTTW Chicago News. Jay Shefsky. 31 Temmuz 2012.