İskoçlar tarih boyunca özgürlükleri için İngilizlerle birçok kez savaşmıştır. İskoç Bağımsızlık Savaşlarını başlatan “Özgürlük!” sloganıyla İskoçlara liderlik eden William Wallace, yenilmez olduklarını düşünen İngilizleri büyük yenilgilere uğratmıştır. Bu vatansever isim İngilizlere korkusuzca kafa tutarak İskoçya’nın bağımsızlığı için savaşmış ve İskoçlar için bir efsaneye dönüşmüştür.

William Wallace’ın Ortaya Çıkışına Dair
Bazı tarihçilere göre Renfrewshire’daki Paisley yakınlarında bulunan Elderslie’da, bazı tarihçilere göre ise Ayrshire’daki Kilmarnock yakınlarında doğan Sir William Wallace; toprak sahibi bir ailenin çocuğuydu. Babası bir şövalye ve İskoçya’nın V. yüksek kâhyası James Stewart’ın vasalıydı. İskoçya’ya dair Orta Çağ kaynakları tarafından sıradan bir yurttaş olarak anlatılan Wallace, sonraki dönemlerde yazılan İngiliz biyografilerinde hırsız ve kanun kaçağı olarak tanımlanmıştır.
William Wallace’ın hangi dönemlerde ortaya çıktığı konusu tartışmalıdır. Ayrshire Destanları, iki İngiliz askerin Lonark’ta Wallace’a meydan okuduğunu ve bunun iki askerin de ölümüyle sonuçlanan bir arbedeye dönüştüğünü yazar. Diğer başka kaynaklarda ise Wallace’ın eşi Marion Braidfute Lanark‘ın İngiliz şerif Sir William Heselrig tarafından 1297 yılında öldürüldüğü, bu sebeple Wallace’ın da Heselrig’i öldürdüğü yazar. Bu hikâyelerin gerçekliği tam olarak bilinmese de William Wallace’ın İngilizlere karşı olan nefreti kesin olarak bilinir. Çünkü İngilizler 1291 yılında Wallace’ın babası ve ağabeyini öldürmüştür; İngilizlerle savaşmasının en büyük nedeni olarak da bu olay gösterilmektedir.
Tüm bu olaylarla birlikte büyüyen isyan sonucunda, Wallace’ın Ayrshire–Loudoun Hill’deki savaşı kazandığı ancak Haziran ayında İskoç soylularının İngilizlerin koşullarını kabul etmesiyle birlikte bu ayaklanmanın zarar gördüğü yazmaktadır.
İskoçya’nın Durumu ve Wallace’ın İsyanı
Kral III. Alexander‘ın ölümüyle İskoçya tahtı boş kalmış, İskoç soyluları ölen kralın halefinin kim olacağına karar veremeyince İngiltere Kralı I. Edward‘ı hakem olarak İskoçya’ya davet etmişlerdir. Uzun süredir İskoçya toprakları üzerinde gözü olan I. Edward; daha sonra ülkeyi elde edebilmek için kendisinin uygun gördüğü, tahtta hakkı olan ama zayıf karakterliği olduğundan ülke yönetimi için uygun olmayan John Balliol’un tahta geçmesini sağlamıştır. Böylelikle John Balliol, İskoçya topraklarında hüküm sürmeye başlamıştır. Akabinde I. Edward’ın İskoç halkına ağır vergiler yüklemeye başlamasıyla halkta isyan bayrakları açılmış, soylular İskoç tahtı için Bruce ailesinin uygunluğunu değerlendirmeye başlamıştır.
Ülkede baş gösteren karmaşanın ardından I. Edward’a sırt çevirmeye karar veren John Balliol, 1295’te İskoçya’yı İngiltere’nin savaşta olduğu Fransa ile müttefik yapmıştır (Auid İttifakı). Ancak soylular tarafından tahta uygun görülen Bruce ailesi halkın isyanına ve Balliol’a arka çıkmamıştır. İskoçya tahtını yeniden ele geçirmek isteyen Kral Edward, Bruce ailesinin de desteğiyle Balliol’u 1926’da gerçekleşen Dunbar Savaşı’nda yenerek Londra Kulesi’ne hapsetmiştir. Balliol’un yenilgisi ardından İskoçya yönetimine üç İngiliz baronu atanmıştır. Kral I. Edward’a göre İskoç monarşisi artık sona ermişti ancak hesaba katmadığı şey William Wallace’ın ortaya çıkışıydı.

Ayrshire Efsanelerine göre; İngiliz Lonark şerifi Sir William Heselrig’i öldürdüğü söylenen William Wallace hakkında yakalanma emri verilmiş ve Wallace bir kanun kaçağı olmuştur. Aynı yıl içinde I. Edward’ın hakimiyetini tanımayan bir İskoç soylusu olan Lord William Douglas‘la birleşerek savaşa katılan Wallace, İngilizlerin dikkatini önemli ölçüde çekmiştir. Yaklaşık kırk beş bin kişiden ouşan İngiliz ordusu karşısında asker sayısı on beş bini geçmeyen bir İskoç ordusu duruyordu. Halktan insanları da arkasına alan William Wallace, Scone Kasabası’na baskın gerçekleştirmiş ve arkasından Forth ile Tay ırmakları arasında kalan İngiliz garnizonlarına saldırmıştır. Düşmanda şok etkisi yaratan başarılı baskınların ardından Highlands’in güvenli bir bölgesine çekilmiştir.
İskoç soylularının soylularının İngilizlerin sunduğu şartları kabul etmesiyle William Wallace’ın Ayrshire-Loudoun Hill’de kazandığı zaferin zarar gördüğü yılın Ağustos ayında Wallace, Stirling’te Andrew de Moray‘ın ordusuna katılmıştır. İkili, birlik olarak yeni bir isyana öncelik etmiştir.
Stirling Köprüsü Muharebesi
11 Eylül 1297 tarihinde Forth Nehri üzerinde bulunan Stirling Köprüsü’nde William Wallace ve Andrew de Moray komutasındaki iki bin üç yüz askerli İskoç ordusu, on bin askerli İngiliz ordusuna karşı büyük bir galibiyet almıştır. Stirling Köprüsü Muharebesi adıyla anılan bu savaş, İskoçya Bağımsızlık Savaşı içinde yerini alır ve Wallace’ın en büyük zaferidir.

Hem İskoç halkı hem de William Wallace için büyük önem taşıyan Stirling Köprüsü Muharebesi, İskoçya’nın bağımsızlık mücadelesinin ciddi anlamda başladığını göstermiş ve yenilmez olduklarını düşünen İngilizleri ağır bir mağlubiyetle geri püskürtmüştür.
Robert Bruce, Stirling zaferi ardından çok geçmeden William Wallace’a şövalye ünvanı vermiş ve onu İskoçya’nın koruyucusu, ordularının lideri ilan etmiştir. Wallace şövalye ilan edilmesinin ardından Britanya’nın en çok konuşulan siyasi figürlerinden biri haline gelmiştir.
Falkirk Muharebesi
Falkirk Muharebesi, İngilizlerin zaferiyle sonuçlanan ve William Wallace’ın sonunu getiren savaş olarak tarihe geçmiştir. 22 Temmuz 1298 tarihinde İngilizlerin karşısına çıkan İskoçya ordusu, Kral Edward’ın uzun yaylı okçuları ve süvarileri tarafından bozguna uğratılmışlardır.

İngilizler yaklaşık iki bin insan kaybı verirken; İskoçların süvarileri ve schiltrom düzeninde* savaşan ünlü mızrakçıları arasından yirmi bin kayıp verilmiştir. William Wallace da dahil olmak üzere İskoç soylularının çoğu bu karşılaşmadan sağ çıkmayı başarmıştır. William Wallace kendisine Robert Bruce tarafından verilen İskoçya’nın muhafızı ünvanını savaş sonrasında bırakmıştır.
Wallace’ın İdam Edilmesi
Falkirk zaferinden sonra egemenliğini İskoçlara kabul ettiren Kral Edward, William Wallace’ın peşini hiç bırakmamıştır. 5 Ağustos 1305 tarihinde Edward’a sadık olan İskoç şövalye Sir John de Menteith Edinburg yakınlarındaki Robroystoun’da Wallace’ı yakalamış ve onu İngiliz askerlerine teslim etmiştir. Artık İngilizlerin elinde olan William Wallace, Londra’ya gönderilmiştir ve daha önce haydutlar kralı olarak taçlandırıldığı Westminster salonunda vatan hainliğinden suçlanarak krala ihanetten yargılanmış, suçlu bulunmuştur.

William Wallace’ın yargılanma sürecinde Kral Edward’ı kast ederek “Ona bağlı kalacağıma hiçbir zaman yemin etmedim!” dediği bilinmektedir. Wallace bu sözlerine John Balliol’a bağlı olduğunu da eklemiştir. İngiliz mahkemesi Wallace’a o dönem verilebilecek en ağır cezayı vermiştir: Asılmak, deşilmek ve dörde bölünmek.
Duruşma ardından mahkeme salonundan çıkarılan William Wallace, üstsüz ve ayaklarından atın arkasına bağlı bir şekilde Smithfield pazarına getirilmiştir. Burada darağacına çıkarılan Wallace; elleri iplere bağlı, ayakları atın arkasına bağlı şekilde asılmıştır ancak henüz son nefesini vermeden bırakılmıştır. Hareketsiz ve bitkin durumda olan Wallace hâlâ hayattayken bağırsakları çıkarılmış ve kraldan af dilemesi emredilmiştir. Tüm işkencelere rağmen kraldan af dilemeyen Wallace’ın kafası gövdesinden ayırılmış, vücudu parçalara bölünmüş ve kafası Londra Köprüsü‘ne asılmıştır. William Wallace’ın kol ve bacakları Newcastle, Berwick, Stirling ve Perth‘de ayrı ayrı sergilenmiştir.
Wallace’ın Ardından
William Wallace anısına dikilen levga, Smithfield’da idam edildiği yerin hemen yanında bulunan Aziz Bartholomew Hastanesi‘nin duvarında asılıdır. İskoç vatanseverler ve dünyanın farklı yerlerinden gelen ilgililer bu bölgeyi ziyaret ederek Wallace’ın anısına çiçekler bırakır. Başta Wallace’a ait olduğu düşünülen kılıç ise yıllarca Dumbarton Kalesi’nde saklanmıştır. Uzmanlar tarafından yapılan incelemelerle kılıcın dizaynının Wallace’ın ölümünden birkaç yıl sonrasına ait olduğu tespit edilmiş olsa da bu kılıç, günümüzde Stirling yakınlarındaki Wallace Ulusal Anıtı‘nda muhafaza edilmektedir.

William Wallace’ın hayatının Robin Hood efsanesinin esin kaynağı olduğu düşünülür. Bu olağanüstü cesaret hikâyesi baladlarla yaşatılmıştır: The Acts and Deads of Sir William Wallace (1471), Knight of Elderslie, History of William Wallace (16. yüzyıl)… William Wallace’ın hayatının en iyi bilinen anlatımı, 1995 yılında yapılan Braveheart (Cesur Yürek) filmi
1860’da Stirling bölgesine, William Wallace’ın anısını yaşatmak için altmış yedi metre yüksekliğinde bir gotik anıt dikilmiştir. İskoçya tarihinin iki büyük kahramanı olan William Wallace ve Robert Bruce için Edinburgh Kalesi‘nin girişini koruyan iki ayrı heykel yapılmıştır.
*Schiltrom Düzeni: Mızraklı piyadelerin sıkışık düzende ve kalkanlarıyla kendilerini koruyacak şekilde yerlerini aldıkları askeri düzendir. Piyadeler mızraklarını özellikle atlı birliklerin saldırısını püskürtmek için dışarı dönük şekilde tutarlardı.
Kaynakça
- “William Wallace Biyografisi”. biyografi. https://www.biyografi.info/kisi/william-wallace Erişim: 15.08.2023
- Alpkunt Berkay. “William Wallace: Ulusunun Kurtuluşu İçin Savaşan İskoçyalı”. ungo. 19 Ekim 2021 https://ungo.com.tr/2021/10/william-wallace-kimdir/ Erişim: 01.09.2023
- Captain Mactavish. “Nam-ı Diğer Cesur Yürek (William Wallace 1272 – 1305)”. ortadunya. 02 Ağustos 2014. https://ortadunya.com/forum/viewtopic.php?t=20481&i=1 Erişim: 01.09.2023
- Luna. “İskoç Bağımsızlığının Önemli Bir Sembolü Olan Efsanenin Ardındaki Gerçek: William Wallace”. onedio. 08 Mayıs 2021. https://onedio.com/haber/iskoc-bagimsizliginin-onemli-bir-sembolu-olan-efsanenin-ardindaki-gercek-william-wallace-979653 Erişim: 01.09.2023
- “William Wallace Kimdir?”. yeniakit. https://www.yeniakit.com.tr/biyografi/william-wallace Erişim: 01.09.2023
- “Mel Gibson yelling FREEDOM in “Braveheart” (1995)”. Youtube, Best Movies By Farr, 13 Haziran 2016, https://www.youtube.com/watch?v=k7rPOaoPL4I Erişim: 01.09.2023