Yapay Zeka Bağlamında Sanatı ve Sanatsal Yaratımı Düşünmek

spot_img

Günümüzün en tartışmalı diyaloglarından biri olan yapay zeka konusunu ele alacağımız bu içerikte öncelikle belirtmeliyiz ki bir cevap bulamayacağız. Sadece, bazı değerler ve bağlamlar ile yapay zekanın sanat yapıp yapamadığı, yapıyorsa bunun ne denli sanat olduğu, bu bağlamda sanatın ne olduğu gibi konuları irdeleyeceğiz.

Yapay Zeka Nedir?

Makinalar tarafından görüntülenen, bir işe, duruma hizmet etmek amacıyla üretilmiş ve yalnızca bu işi yapmakla görevlendirilen, insan zekasının taklididir denilebilir. Yapay zeka, hayvanlar ve insanlar tarafından sergilenen zekanın aksine, makineler tarafından gösterilen zekadır (bilgiyi algılama, sentezleme ve çıkarım yapma açısından). Bunun yapıldığı örnek görevler, konuşma ve tanıma, bilgisayarla görme, diller arasında çeviri ve diğer girdi eşlemelerini içerir. Yapay zeka, ilk olarak 1955 yılı civarında gerçek bir bilim olarak başlamıştır. Dartmouth’ta matematik profesörü olan John McCarthy bir yıl önce icat ettiği “yapay zeka” teriminin olasılıklarını ve sınırlarını araştırmak için bir proje başlatmıştır. Amacı ise makinaların dili kullanmalarını, soyutlama ve kavramları oluşturmalarını, şu anda insanların çözebildikleri türdeki problemleri ve kendilerini iyileştirmelerini sağlamaktı (Reese: 20:75).

Teknolojik gelişmeler o kadar hızlı bir ilerleme kat ediyor ki, bizler çoğu zaman bu gelişmeleri takip edemiyoruz bile. John McCarthy’nin 1955 yılında yapay zekalar için amaçladığı hedef 2022 yılı itibariyle, çoktan geçildi ve yapay zeka adeta bir çocuk gibi büyüdü ve gelişim gösteriyor. Üstelik McCarthy, 1955 yılında hedefi çok yükseğe koyduğunu düşünmekteydi. Bu durum, toplumun bir kısmını gelecek nesiller için ürkütürken bir kısmını rahatlatacağını düşündükleri yönde ikiye ayrılmış durumda.

Peki Yapay Zeka Neden Korkutucu?

Temelde Bill Gates, Elon Musk gibi teknolojinin içinde olan ünlü bilim insanlarının yapay zekanın, önüne geçilmez bir teknoloji olması yönünde ve insanlık için tehdit barındıran bir unsur olduğu vurgulandığı için de toplumda infial yaratıyor olabilir. Fakat tek korku bu değil. Çok yönlü ve fonksiyonlu sonuçlar ortaya koyan yapay zekanın bir gün insan bilincine erişebilecek kudrette olması mümkün olabilir mi?

Günümüzde bilim insanlarının yaptıkları şey yapay zekaya verileri yüklemek ve bir sonuç almak ya da yapay zekaya bir şeyi gösterip bilginin doğruluğunu yapay zekanın bulmasını sağlamak. Bu durum yapay zeka türlerini ikiye ayırıyor: denetimli ve denetimsiz yapay zeka olarak. Yapay zeka eninde sonunda bilginin doğruluğunu buluyor ve aslında amaca hizmet etmiş oluyor. Korkutucu kısmı insanın yapabileceği birçok şeyi yapabiliyor -hatta kusursuz yapabiliyor olması. Bundan bir on sene önce hiç kimse yapay zekanın sanat yapıp yapamayacağı hakkında konuşacağını bilemezdi. Şimdi ise “yapay zeka sanat yapar mı?” sorusu dünyayı kasıp kavuruyor ve işin ironik kısmı yapay zeka biz bu tartışmaları sürdürürken hala sanat yapıyor ve bu sanatı günden güne pekiştiriyor olduğu gerçeği bizlere korkutucu geliyor.

Şimdi, yapay zekanın yaptığı sanat ile insanın yaptığı sanat bir mi, insanın bir geçmişi var; deneyimleri, yaşam tecrübesi var; kültürü, psikolojisi, eğitimi var diye düşünebilirsiniz. Bu çok normal ve doğru bir nokta, bu perpektiften yola çıkarak biraz da sanat ve yapay zeka kavramını irdeleyelim.

Yapay Zeka ve Sanat

Yapay zeka ve sanat hatta bir noktada insan kavramlarını ele alacağımız en güçlü örneklerden biri Deniz Yılmaz örneği. Deniz Yılmaz, kitabı çıkan, imza, etkinliklerine katılan, sanat galerisi olan ve Bager Akbay tarafından programlanan bir şair yapay zekadır.

Yapay zeka Deniz Yılmaz tarafından yazılan şiir

Peki robot şairin, veriler doğrultusunda bir şairlik kariyeri kazanmış olması noktasında Bager Akbay kimdir? Bu noktada yapay zeka – sanat – sanatçı – insan kavramları çok daha karmaşık bir hal alıyor. Bager Akbay; Deniz Yılmaz’ın ürettiği şiirler noktasında ben kesinlikle şair değilim diyor. Deniz Yılmaz ise sonuç olarak bir yapay zeka. İnsanlar Deniz Yılmaz’ın eserleri hakkında, şiiri gördüğünde yani sanat eserleri ile iletişime geçtiğinde estetik duyum ve haz aldıklarında ve evet bu etkileyici bir şiir dediğinde, sanat alımlayıcılığı kavramı ortaya çıkıyor. Tamam, bu bir sanat eseri diyoruz. Peki bu eserinin gerçek sanatçısı kim? Deniz Yılmaz’ı programlayan Bager Akbay mı yoksa onun sanat üretimine müdahale edilmeden daha önce hiç yazılmamış şiirler ortaya koyan Deniz Yılmaz mı? Yoksa biz sanat alımlayıcılarının da tüm bu performasın içine dahil olduğumuz sanat üretim süreci mi?

Yapay zekâ tarafından yapılan Edmond de Belamy isimli eser

Dünya üzerinde yapay zeka ile üretilen ilk eser Edmond de Belamy eseridir. 2018’de New York’ta bir müzayedede ciddi bir fiyat ile alıcısını buldu. Eserin tam orta yerindeki daire derin bir ışık katarken başta 3 adet kadın dikkat çekiyor. Eser bir yapay zeka üretimine göre oldukça mistik ve ruhani bir atmosfere sahip. Ve bakıldığında bir yapay zekaya ait olduğu düşünülmez, bir insan eli ile tuvale çizilmiş gibi görünmektedir. 2018’de bir yarışmaya katılan bu eser ödül de kazandıktan sonra sanat dünyasına günümüze kadar devam eden yapay zeka sanat yapar mı tartışmaları egemen oldu. Günümüzde pek çok yapay zeka çok fazla derecede resim yapabiliyor.

Yapay zeka Midjourney ve İlkan Balkan tarafından üretilen tasarım

Yukarıdaki eserlerden biri de yapay zeka midjourney tarafından üretilen bir tasarım. Sanat denilebilir mi? İzleyicide estetik bir deneyim yaşatıyor. Burada ise estetikten kasıt, güzel olan antikite estetiğinden çok uzakta bir kavram. Herkes dilediğince yorumlayabilir fakat adeta insan ve yapay zekanın yolculuğunu anımsatıyor. Eskinin yıkımı ve yeni beyaz bir kapının insanlığa açılması gibi. Kapının arkası ise tamamen gizem.

Günümüzde yapay zeka ciddi bir gelişim ve ilerleme gösterdi ve hızla göstermeye devam ediyor. Yazdıkları şiir ve hikayeler, senaryolar, ortaya çıkan resim ve tasarımlar, oldukça başarılı ki dünyaca ünlü dergiler (Cosmopolitan, The Economist) dahi kapağına yapay zeka üretimiyle yaparak okurları ile buluşturuyor.

Bu bağlamda yapay zekanın başarısını göz ardı etmek yanlış olacaktır. Fakat hala yapay zeka insandan bağımsız çalışan bir robot değildir. Onun bir estetik kaygısı, anlamlandırma yeteneği, entelektüel varlığı yoktur. Leonardo Da Vinci’nin, Botticelli’nin ya da dünyadaki tüm sanatçıların eserlerini en güzel şekilde taklit edebilir. En güzel şekilde sanattan ilham alarak yeni bir şey üretebilir fakat gerçekten sanat üretebilir mi?

Kazimir Maleviç Tretyakov Devlet GalerisiBlack Square 1915

1915 yılında Maleviç’in yaptığı Siyah Kare isimli eser modern sanatta dönüm noktası, kırılma yaratacak eserlerden biri oldu. Maleviç döneminde yapılan eserlerlerin de sözde modern olduğunu düşünerek kendi özgün sanatını buldu. Süpermatizm akımı olarak gelişen bu soyut sanat diğer modern eserlere göre oldukça farklıdır. Siyah bir kare. Eserin estetik kaygısı yok. Figürü yok, hikayesi, tarihi, mitolojisi yok. Dikkat çekilmek istenen herhangi bir mesaj yok. Oldukça kaba görünebilir fakat sanatçı aslında gerçek modern sanatın herhangi bir temsili olmasını istemiyordu ve siyah kare bir sanat eseri oldu. Anlatılmak istenen şey aslında hiçbir şey. Sanat alımlayıcısı tarafından eser bir felsefe buluyor ve biricikliğini koruyor. Peki yapay zekanın böyle bir sanat eserini özgün bir şekilde üretebilmesi mümkün mü?

Kaynak

Reese Byron, Yapay Zeka Çağı, Say Yayınları, 2020.
Erişim linki: https://tbmag.co.uk/yapay-zeka-eserleri-sanat-mi-matematik-mi/

spot_img
Aslı Karadağlı
Aslı Karadağlı
Sanat Tarihçisi, İçerik Üretici.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.

Kayıp Seslerden Yazının Öznelerine: Virginia Woolf’un Eserlerinde “Kadın” Teması

Woolf’un dilinde "kadın", tarihin dışına itilmiş bir sesin geri çağrılması, unutulmuş bir hakikatin dile gelmesidir.