Yazma Cesareti: Cüretkâr Kahramanlar

Editör:
Guşef Alhas
spot_img

Cesaret nedir? Sözlükte “güç veya tehlikeli bir işe girişirken kişinin kendinde bulduğu güven, cüret” olarak tanımlanan cesaret, içinde başkaldırı da bulunduran bir tavır aslında. Öyle görünüyor ki toplumsal hayata, onun dayatmalarına, algılara, bakış açılarına ve hatta yaşamın tam olarak kendisine dair başkaldırıların merkezine oturan edebiyatın da cesur olmamak gibi bir şansı yok. Edebiyat, insana dair her şeyi anlatma misyonunu üstlenirken özellikle roman ve hikâye ekseninde bu misyonu karaktere yüklemeyi de başarabiliyor. Başlı başına karakter yolculuğu olduğunu düşündüğümüz anlatı evreni içinde cüretkâr olabilmeyi başaran birkaç karaktere göz atalım.

1. İnce Memed – Memed

“İşte bunu yapmamalı. İnsanlarla oynamamalı. Bir yerleri var, bir ince yerleri, işte oraya değmemeli…” 

İnce Memed, Yaşar Kemal‘in 1955 ile 1987 arasında yazdığı dört ciltlik kült eseridir. Bu eserin başkahramanı, kitaba da adını veren Memed’dir. Memed, köyün sıradan çocuklarından biridir. Abdi Ağa’nın tarlasını süren Memed ve annesi, Abdi Ağa tarafından sürekli dövülmektedir. Memed’in ilk başkaldırısı burada başlar. Küçük Memed’in bu zulümden kaçışı, mecburi bir dönüşle sonuçlansa da Memed’in kişisel destanında ilk cesur hamle olarak kenara yazılır. Sonrasında acı ve ölüm duygusu daha da yükselir anlatıda. Çekilen acıyla Mehmed’in dönüşümü paralel ilerler. Memed büyür. Yolunun kasabaya düşmesiyle özgürlük denen şeyin güzelliği ile yüzleşir. Koca Ahmet ile tanıştığında da iyilik ve mertlik kavramlarını harmanlar özgürlük hayaliyle. Yavuklusu Hatçe’nin Abdi Ağa’nın yeğeniyle evlenmesine engel olmak için dağa çıktığında da eşkıyalığın bambaşka bir yüzüyle karşılaşır. İnce Memed bütünüyle bakıldığında ağalık düzenine ve onun yarattığı dinamiklere yönelik ciddi bir direniş destanıdır. Yaşar Kemal anlatı boyunca acıyla sınar Memed’i. Bu acılar sadece Memed’e özgü değildir. Bölge insanın acılarıdır Memed’in yaşadıkları ama Memed acılara direnir. Direnişidir cesareti. Umut olmak ister. Başka türlü bir hayatın olabileceğine dairdir onun duruşu. Cesareti de bundan gelir. Acı çekmek, hapse düşmek ya da ölmek ihtimalleri durdurmaz onu. Onun daha iyi bir yaşama duyduğu özlem tüm bunlardan büyüktür. En sonunda intikamını aldığında kendi direniş cesaretini köylüye bırakır.

2. Çalıkuşu – Feride

-Ben dün akşam mühim bir karar verdim.

  -Neye?

  -Yaşamaya.

  -Bu ne demek?

 -Gayet sade, kendimi öldürmemeye…” 

Çalıkuşu, Reşat Nuri Güntekin‘in 1922 yılında yazdığı eseridir. Türk edebiyatının hâlâ en çok okunan eserleri arasında yer alır. Roman temelde iki bölümden oluşur. İlk bölümde Feride‘nin günlüğüne yer verilir burada Feride’nin çocukluğunu aktarılır ve tanrısal bakış açısıyla kaleme alınır. Diğer bölümde ise Feride’nin Anadolu’ya öğretmen olarak gittiğinde yaşadıkları okuyucuya aktarılır. Feride çok küçük yaşta önce annesini, sonrasında babasını kaybetmiş bir çocuktur. Teyzelerinin gözetiminde Fransız yatılı okulunda okur. Süreç boyunca gözünü budaktan sakınmayan bir çocukluk ve genç kızlık yaşar. Korkusuzdur. Söyleyeceklerinden de yapacaklarından da asla geri durmaz. Hatta başına bela açılma ihtimalini bile umursamaz. Feride’nin korkusuzluğu evlenmeden hemen önce nişanlısının kendisini aldattığını öğrendiğinde de devreye girer. Tek başına yollara düşer ve Anadolu’da öğretmenlik yapmaya başlar. Genç ve güzel bir kadının başına gelebilecek çeşitli talihsizlikleri yaşar ama yılmaz. Dönmeyi düşünmez. Çünkü tek başına hayatta kalmak Feride için sıradan bir durumdur. Dönem şartları düşünüldüğünde “Çalıkuşu” Feride‘nin toplumun yargılarına, kadına dair bakış açısına başkaldırı tavrı, okur gözünde çok cesur bir hamledir. O hep yaşamaktan yana koyar tavrını. Hayatı ölümlerle ve toplum baskısıyla defalarca sınansa da hayattan asla vazgeçmez Feride. Hayata tutunma cesaretidir onunki. Her şeye ve herkese rağmen. Reşat Nuri Güntekin, Feride’de bir öğretmen idealizminin peşine düşse de okurun gözünde sadece ideal bir öğretmen değil ayrıca cesur bir genç kız yaratır.

3. Cenk Hikâyeleri – Şahmeran

“Bazı sevgiler imkânsızlıklarıyla vardırlar ya Şahmeran, dedi Camsap.

Kim bilir belki sevgi imkânsız bir şeydir ya Camsap, dedi Şahmeran.”

Murathan Mungan tarafından yazılan Cenk Hikâyeleri, ilk kez 1986 yılında yayımlanır. Kitabın bütününü oluşturan hikâyelerde insana dair, özellikle erkeklerin cenk etme hâllerine ilişkin çok fazla ayrıntının incelikli bir üslupla anlatıldığına şahit oluruz. Ama öyle bir hikâye vardır ki insanın ihanetini tüm acı vericiliğiyle resmederken Şahmeran‘ın cesaretinin barındırdığı yüceliği de anlatır. Şahmeran, Anadolu anlatı geleneğinin en güzel, en anlamlı parçalarından biridir. Murathan Mungan da bu anlatıyı kendi üslubunca öyle bir yerden anlatıyor ki okurun kalbinde bir sızıya dönüştürüyor. Bu sızıda okur olarak en derinden bağ kurduğumuz yer de Şahmeran’ın güvenme ve sevme cesareti. Cesaretin bazen baştan, yeni baştan başlayabilme gücüne sahip olmak olduğunu anlatır Şahmeran. Başından beri bilir insanoğlunun menfaatleri için ihanet edeceğini. Yine de insana güvenmekten vazgeçmez. Hatta sevmekten de vazgeçmez. Onda cesaret umut etmekten vazgeçmemeye dairdir.

4. Zorba – Alexis Zorba

“Bir zorba özgür ve gururlu olanlara nasıl hükmedebilir, eğer onların kendi özgürlüklerine bir zorbalık, kendi gururlarında bir utanç yoksa?”

Yunan yazar Nikos Kazancakis tarafından yazılan Zorba, 1946 yılında yayımlanır. Adı verilmeyen yazar anlatıcı, kafasını dinlemek ve kendine göre dağılan hayatını toparlamak amacıyla Yunanistan’ın Girit adasına gelir ve böylelikle başlar anlatı. Yazar, bu adada Alexis Zorba adlı kaba saba, hayatın getirdiği her şeye samimiyetle ve biraz da şehvetle bağlı, orta yaşlı usta başıyla tanışır. Birlikte geçirdikleri birkaç ay anlatıcı yazarın hayatında derin felsefi değişikler yaratır. Alexis Zorba, hayatı kabullenme biçimindeki sadelikle entelektüel yazarın kafasındaki tüm felsefeleri birer birer dinamitler. Onun cesareti hayata dair olan her şeyi kucaklayabilmesinden gelir. Söze dökemediği duygularını yeri gelir dansla dışa vurur. Bu, bazen şiddetli bir umutsuzluktur bazen umuda tutunuştur. Alexis Zorba’nın gücü, karamsarlığa kendisini teslim etmemesinden gelir. İnsandır Alexis Zorba. Sıradan ve bazıları için cahildir belki. Ama onun sahip olduğu güç; hayat bilgeliğidir. Anlatı boyunca bilgeliğin aslında ne olduğunu sorgulatırken okura, gerçek cesaretin hayatı gelişine karşılayabilme becerisinden geldiğini de incelikle hatırlatır.

5. Açlık Oyunları – Katniss Everdeen

Açlık Oyunları

“Umut korkudan güçlü tek duygudur.”

Açlık Oyunları, Suzanne Collins tarafından 2008 yılında yazılan distopik macera türünde bir romandır. Romanda, Amerika yıkılmış ve yerine 12 mıntıkadan oluşan Panem adlı bir ülke kurulmuştur. Capitol merkezli ülkede; Capitol dışındaki tüm mıntıkalar açlık, sefaletle boğuşurken her sene tekrarlanan Açlık Oyunları’na da biri kadın biri erkek iki genci kurban vermek zorundadır. Açlık Oyunları’na 12 mıntıkadan katılan 24 yarışmacının ölümüne mücadele ettiği süreç, tüm ülke tarafından canlı yayında izlenmektedir. Baskının ve korkunun her şeklinin yaşandığı ülkede, 12.Mıntıkada yaşayan 16 yaşındaki Katniss‘in, kız kardeşi Primm yerine Açlık Oyunları için gönüllü olması bir isyan ateşine dönüşecektir. Aslında Katniss, romanın en başından itibaren cüretkârlığını ortaya koyar. Geçilmesi yasak çitleri geçer. Avlanması yasak hayvanları avlar. Sonrasında kardeşini kurtarmak için gönüllü olurken de oyunlar boyunca sürer kural tanımaz cesareti. Üç bölümden oluşan anlatıda Katniss “Alaycı Kuş”a dönüşürken sonunda değiştirdiği düzenin dahi parçası olamaz. Katniss’in özgürlükçü, dürüst ve sevgi dolu ruhu doğrunun tarafında cesaretle durur. Okur, macera boyunca Katniss’in büyüyüşünü ve bir kahramana dönüşümünü izlerken onun kalbinde değişmeyen tek şey olan cesarete tanık olur.


Kaynakça

Kemal, Yaşar. İnce Memed. Yapı Kredi Yayınları: İstanbul, 2021.

Güntekin, Reşat Nuri. Çalıkuşu. İnkılap Yayınları: İstanbul, 2007.

Mungan, Murathan. Cenk Hikâyeleri, Metis Yayınları: İstanbul, 2023.

Kazancakis, Nikos. Zorba. Can Yayınları: İstanbul, 2019.

Colins, Suzanne. Açlık Oyunları. Pegasus Yayınları: İstanbul, 2016.

spot_img
Banu Mumcuoğlu
Banu Mumcuoğlu
İstikrarlı hayal hakikattir.

6 YORUM

  1. Kelime seçiminiz ve anlatım biçiminizle okuyucunun ilgisini çekmeyi çok güzel başarmışsınız. Yazdığınız konu ve değindiğiniz eserler okumak istediklerime yeni kitaplar eklememi sağladı. Umarım yazmaya olan ilgi ve sevginiz hiç bitmez ve yeteneğinizi sergilemeye ömür boyu devam edersiniz:)

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.