Yönetmenliğini Tom Hooper’ın yaptığı ve 2010 yılında gösterime giren Zoraki Kral filmi, VI. George’un yaşadığı bir tür konuşma bozukluğunu ele almaktadır. Bu bozukluğun ismi kekemeliktir.
Kekemelik Nedir?
Kekemelik; sessiz duraksamalar ve kişinin ses üretememesine bağlı olarak gözlenen engellerin yanında seslerin, hecelerin uzaması sonucu doğal konuşma akışının sekteye uğramasıdır.
Filmin Temelleri Nasıl Atıldı?
İlk olarak filmin ortaya çıkışından bahsedelim. Filmin senaristi David Seidler, küçükken ailesinin savaşta öldürülmesi sonucu yaşadığı travmaya bağlı olarak kekemelik adını verdiğimiz konuşma bozukluğu yaşadığına inanmaktadır. VI. George’un kekemeliğinin üstesinden gelebilmesiyse kendisine ilham vermiştir. VI. George’un Seidler’e vermiş olduğu bu ilham, şu an eleştirisini yapmış olduğumuz filmi izlememize sebep olmuştur.
Kekemelik ve Tedavi Çeşitleri
Filmin baş karakterleri VI. George ve konuşma terapisti olan Lionel Logue‘tur. Gerçek hayatta Lionel George Logue, Kral George VI’nın kekelemesini kontrol altına almasında ona yardımcı olan konuşma ve dil terapistidir. Aynı zamanda da amatör oyunculuk yapmaktadır.
Doktorluk eğitimi olmadan, sadece yılların getirmiş olduğu deneyim ve birikimlerle hastaları iyileştiren Logue, oldukça sıra dışı bir tedavi yöntemi uygulamaktadır.
Kraliyet ailesi tarafından özenle seçilen doktorların tedavi yöntemlerine baktığımız zaman ağzı bilye ile doldurmak ve bilyelere karşı koyarak konuşmaya çalıştırmayı görebiliriz. Buna ek olarak bir de sigara içtirmek vardır. Deneyimli doktorlara göre sigara içmek, boğazı rahatlatmaktadır. Logue ise bu tespitin yanlış olduğunu daha ilk andan itibaren net bir şekilde belirtmiştir.
Gerçekten de internette biraz araştırma yaptığımız zaman, eski zamanlarda sigaranın boğazı tahriş etmediğini, hatta sağlığa yararlı olduğunu ifade eden afişlerin olduğunu görebiliriz.

Tedavilerde En Önemli Unsur: İnanç
Bu zamana kadar kekemeliği için her çeşit tedaviyi deneyen ve olumsuz cevaplar karşısında pes eden VI. George birdenbire neden tedaviye sıkı sıkı sarılmıştı? Cevabı ise oldukça basit.
Babası V. George’un ölümünün ardından tahta geçen ağabeyi, kilisenin inançlarına ters düşen bir evlilik yapmak istemesi ile görevini VI. George’a bırakır. II. Dünya Savaşı kapıdayken, kekeme bir kralın ülkeye pek de umut aşılayamayacağını düşünen VI. George, hastalığının üstüne gitmeye karar verir. Eğer ki kekemelik, ergenlik çağına kadar geçmezse ömür boyu varlığını sürdürebilen bir bozukluktur.
Filmde de zaten hastalığı tedavi etmiyorlar. VI. George, hastalığı kontrol altına almayı öğreniyor. Terapisti Logue’un birbirinden değişik egzersizleri ile yol alan VI. George, aynı zamanda konuşma esnasında takıldığı anlarda bununla nasıl başa çıkacağına dair ufak tefek hileler de öğrenmiştir.
Küfür ederken kekelemediğini fark eden George, konuşurken takılacağını anladığı anlarda içinden küfür ederek cümlesine devam etmektedir veya telaffuz etmekte zorlandığı kelimelerin başına -a ekleyerek söylemeyi tercih etmektedir.
Logue, VI. George’a okuması için bir parça verdiği zaman, okutmadan önce kulaklıkla müzik dinletmiştir. Kendi sesini duymadan parçayı okuyan George, kendisini duymasa bile yapamadığı düşünerek mekânı terk etmiştir. Daha sonra ses kaydını dinlediğinde ise normal bir insan kadar akıcı konuştuğu fark etmiştir.
Burada dikkat etmemiz gereken şey, kişinin kendisine olan güveni ve inancıdır. Kişi eğer kendisine güven duymazsa asla başarılı olamaz. Logue aslında ilk olarak George’un özgüven kazanmasını sağlamıştır. Zaten filmin başlarında VI. George’un eşi ve Logue arasında geçen bir konuşmada Logue, “Ancak tedavi olmak istiyorsa başarılı olabilir.” Şeklinde konuşmuştur. Hastalığını kabul etmeyen ve tedavi olmak istemeyen hiçbir hasta iyileşemez ve bu hastalığın üstesinden gelemez.
Logue ile birlikte yaptığı egzersizler ve öğrendiği hileler sayesinde ilk canlı radyo konuşmasını başarıyla geçiren Kral VI. George, II. Dünya Savaşı boyunca halkın simgesi olmuş bir isimdir. Logue ile Kral VI. George ise hep dost olarak kalmışlardır.
Hastalıkların Kökeni Hep Biyolojik midir?
Kral VI. George’da görülen kekemeliğin sebebi, küçüklüğünde yaşamış olduğu travmalardır. Dadısının saatlerce aç bırakması sonucu hâlâ birtakım mide sorunları yaşadığını ifade etmiştir. Aslında solak olup cezalandırıldığı için zorla sağ elini kullanması, bacaklarının çarpıklığı yüzünden yıllarca canını acıtan metaller takması ve annesinin, George dadısının yanına dönsün diye onu çimdikleyip ağlatması hep psikolojik travmalara sebep olmuştur. En sonunda bu travmalar da konuşma bozukluğu olarak açığa çıkmıştır.
Yine abisi ile konuşurken her zamankinden fazla duraksaması, takılması da aslında içten içe abisine karşı olan hislerini bastırdığını göstermektedir. Abisine karşı duyduğu olumsuz duyguları kabullenememesi ve Logue bunları ifade ettiği zaman ona öfke ile karşı çıkması, aslında Freud’un açıkladığı id-ego-süper ego arasında bir çatışma yaşadığını ispat etmektedir.
Abisine karşı beslediği duyguları süper ego yüzünden içine atan ve dışa vuramayan George, aynı zamanda içindeki duyguların açığa çıkma çabası yüzünden id ile de savaşmaktadır. Ego ise arayı bulmaya çalışsa da bu her zaman işe yaramıyor maalesef. İşler bazen yoldan çıkabiliyor.
Farkındalıklar ve Özgüven
Filmde Winston Churchill’in de bir konuşma bozukluğuna sahip olduğunu öğrenen Kral VI. George oldukça şaşırır. Çünkü daha önce böyle bir sorunu olduğunu asla fark etmemiştir. Churchill ise kendisinde mevcut olan bu konuşma bozukluğunu (dil bağı) kendisi için bir avantaja çevirdiğini ifade etmektedir. Yani Churchill, bu rahatsızlığın kendisini esir almasına izin vermemiş, onun kendisini yönetmesine engel olarak kendisi onu yönetmiştir.
Filmin başından beri VI. George’de gördüğümüz şey ise bunun tam tersidir. George, bu engeli yüzünden her şeyden kendini soyutlamış, hiçbir işe yaramayacağını düşünerek adeta kendisini küçümsemiştir. Kendisinin bu durumdan çıkmasındaki en önemli kişi ise Logue’dir.
Gerçek bir hayat hikayesini ekranlara taşıyan Zoraki Kral, insanlara büyük bir farkındalık yaratan bir film olma özelliği taşımaktadır. Her anından keyif alınabilecek kalitedeki bu filmde, sadece tıbbi alanla sınırlı olamayacak aydınlanmalar yaşamak mümkündür.
Nasıl ki Kral VI. George, engelinin kendisini yönetmesine izin vermeyerek ipleri eline alarak başarılı bir hayat yaşadıysa aynı şekilde bizler de hedeflerimize giden yolda ipleri her zaman elimizde tutmalıyız.
Kaynakça: “Zoraki Kral”, Beyazperde. 22.09.2021